Üzülmek ile ilgili atasözleri ve anlamları. Üzülmek kelimesi ile ilgili atasözleri hangileridir? Üzülmekle ilgili olan cümle atasözleri nelerdir?
Atasözlerinin kim tarafından ne zaman söylendiği bilinmez. Atalardan günümüze kadar ulaşan, belirli bir yargı içeren, söyleyeni belli olmayan (anonim) düz konuşma içinde kullanılan sözlerdir. Atasözleri, geçmiş kuşaklardan süzüle süzüle günümüze kadar gelmiş özellikleri sözün içerdiği anlama göre değişir. Atasözü pek çok dalda eğitici yol gösteren, öğüt veren kalıplaşmış sözlerdir.
ÜZÜLMEK İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ VE ANLAMI
Açık yaraya tuz ekilmez
(acısı henüz taze olan bir kimsenin üzüntüsü, birtakım söz ve davranışlarla artırılmamalıdır.)
Açlık ile tokluğun arası yarım yufka
(yoksul olan buna üzülmemelidir, küçücük bir şey bile en büyük ihtiyacı gidermeye yeter.)
Ağlamak para etmez
(üzülmenin yararı olmaz.)
Sütsüz koyun meleyen olur
(çevresine yararlı olmayan, elinde avucunda bir şey bulunmayan kişi hep acıklı ve üzüntülü konuşur.)
Kumarda kaybeden aşkta kazanır
(halk arasındaki inanca göre kumar oynayan ve parasını kaybeden biri üzülmemelidir, böyleleri aşkta şanslıdırlar.)
Misafirlik üç gündür
(misafir bir yerde üç gün kalırsa ne ev sahibi bunu fazla bulur ne de misafir uzun kaldım diye üzülür ama üç günden sonrası her ikisi için de sıkıcı olur.)
Misafir üç gün misafirdir
(misafir bir yerde üç gün kalırsa ne ev sahibi bunu fazla bulur ne de misafir uzun kaldım diye üzülür ama üç günden sonrası her ikisi için de sıkıcı olur.)
Gönlün yazı var, kışı var
(insan kimi zaman sevinçli, kimi zaman da üzüntülü olabilir.)
Vasiyet ölüm getirmez
(üzülecek bir durum meydana gelirse ne yapılacağını şimdiden kararlaştırmak o üzücü durumun gelmesine yol açmaz.)
Dün öleni dün gömerler
(bir üzüntü sürdürülmemeli, unutulmaya çalışılmalıdır.)
Ateş düştüğü yeri yakar
(bir acıyı onu çekenden başkası tam anlayamaz veya aynı ölçüde üzülemez.)
Oğlan doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün
(çoğu zaman doğacak çocuğun oğlan olması istenir, onun için oğlan doğuran kadın sevinir, kız doğuran kadın üzülür.)
Ağlama ölü için ağla diri için
(ölüp giden aslında dünyanın bütün dert ve sıkıntılarından kurtulmuştur onun adına üzülmek yersizdir, esas dünyada kalan ve onun sıkıntısını çekenler için üzülmek gerekir.)
Deli arlanmaz, soyu arlanır
(densizce, delice iş yapanlar yaptıklarından utanacak durumda değillerdir ama ailesi, yakınları onların davranışlarından üzüntü duyarlar, utanırlar.)
Derdi veren devasını da verir
(her sıkıntının, üzüntünün bir çaresi vardır.)
Can çekişmektense ölmek yeğdir
(bir işte çeşitli sıkıntı ve üzüntülerle karşılaşıp olağanüstü gayret harcamaktansa o işten vazgeçmek daha iyidir.)
Ev sahibi mülk sahibi, hani nerede bunun ilk sahibi
(kişi malını mülkünü kaybederim korkusuyla kendini üzüntüye kaptırmamalı, malı mülkü ile övünmemelidir, zira mal mülk dünyaya ait bir şeydir.)
Çocuk düşe kalka büyür
(çocuk yürümeye başladığı sırada sık sık düşer, anne baba bu duruma üzülmemelidir.)
Veresiye (borca) şarap içen, iki kez (kere) sarhoş olur
(veresiye alışveriş eden iki kez sarsılır; malı aldığı zaman bir süre sonra para ödemenin üzüntüsünü çeker, ödeme zamanı gelince de karşılıksız ödeme yapıyormuş gibi sıkılır.)
Dost (iyi dost) kara günde belli olur
(gerçek dost üzüntülü, sıkıntılı günlerde insanı yalnız bırakmaz.)
Bin tasa bir borç ödemez
(borçlu ne denli üzülürse üzülsün borç sıkıntısından kurtulamaz.)
Kurda neden boynun (ensen) kalın? demişler, işimi kendim görürüm de ondan demiş
(işini başkasına inanmayarak kendisi yapan, üzülmez, rahat eder.)
Ölüm ölüm de, hırlamaya ne borcum var?
(sıkıntı, üzüntü, keder, dert veya yoksulluk çekmektense ölüm daha iyidir.)
Beş parmağın hangisini kessen acımaz?
(insan evlatlarını birbirinden ayırt etmez, hangisine zarar gelse aynı üzüntüyü duyar.)
Aç ölmez gözü kararır, susuz ölmez benzi sararır
(yoksulluk insanı öldürmez ama türlü türlü üzüntü ve sıkıntı içinde yıpratır.)
Dağ başından duman eksik olmaz
(büyük adamların, büyük iş yapanların her zaman üzüntüleri, sıkıntıları vardır.)
Başa gelen çekilir
(çaresiz durumlara düşüldüğünde insan kendini üzüntüye kaptırmayıp bu durumlara sabır göstermelidir.)
Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir
(insan, tedbirsizliği yüzünden bir felakete uğradıktan ve iş işten geçtikten sonra neden şöyle yapmadım, neden böyle yapmadım diye üzülür.)
Amasyanın bardağı, biri olmazsa biri daha
(ele geçirilmeyen veya kaçan bir şeye üzülmek boştur çünkü her zaman benzeri sağlanabilir.)
Ağlarsa anam ağlar, başkası (kalanı) yalan ağlar
(insanın sıkıntısını yürekten paylaşan yalnızca annesidir, diğerlerinin üzülmesi yüzeyseldir.)
Ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez
(belirtileri meydanda olan yaşlılık ve izleri ortada duran üzüntü ne yapılsa gizlenemez.)