Yol yordam bilmek : Kural ve yöntemlere göre hareket etmek.
Yola gelmek : İstenilen biçimde davranmak, kabullenmek.
Yolcu etmek (yola vurmak) : Yola çıkacak bir kişiyi uğurlamak.
Yoldan çıkmak : 1. Düzensiz bir yön almak. 2. Doğru yoldan ayrılıp, kötü yola sapmak.
Yolgeçen hanı : Girip çıkanı çok ve belirsiz olan yer.
Yollara düşmek : Çok önemli bir sebeple yola çıkmak, yollarda dolaşmak.
Yolu (ayağı) düşmek : Rastlantı sonucu olarak oraya uğramak, oradan geçmesi gerekmek.
Yoluna (rayına) girmek : İstenilen, gerekli olan biçimde gelişmek.
Yolunu bulmak : İşi kolaylıkla yapmak ve yasal olmayan yoldan kazanç sağlamak yolunu bulmak.
Yolunu kesmek : 1. Engel olmak, engellemek. 2. Yürüyen kimsenin önüne geçip ilerlemesini engellemek.
Yolunu yapmak : Bir işi olumlu sonuca ulaştıracak hazırlığı yapmak.
Yorgunluğunu almak : Yorgunluğunu gidermek.
Yufka yürekli : En küçük olaylarda bile duygulanıp hüzünlenen kimse; başkalarının acısına dayanamayan, çok acıyan.
Yukarı tükürse bıyığı, aşağı tükürse sakalı (yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal) : 1. İki taraf da benim için değerlidir. Birine özel davransam diğeri üzülür. 2. İki taraftan, davranıştan hangisini tutacağını kestirememek.
Yukarıdan bakmak : Kendini karşısındakinden daha üstün görmek.
Yumruk mezesi : İçki içildikten sonra, meze kullanılmayarak yumruğun tersiyle ağzın silinmesi.
Yumurta (çıkmış) kabuğunu beğenmemiş : İçinde yetiştiği çevreyi, ana ve babasını sonradan küçümseyen kimse.
Yumurta kapıya dayanmak (gelmek, sıkışmak) : Yapılacak iş için zamanın çok daralması.
Yumurtaya kulp takmak : Her şeye bir kusur bulmak.
Yumuşak başlı : İtiraz etmeyen ve direnme huyu olmayan, her şeye uyan, diklik ve aksilik etmeyen, uysal kimse.
Yumuşak yüzlü (yüzü yumuşak) : Kendisinden istenileni geri çevirmeye yüzü tutmayan kimse.
Yuva bozmak : Aile düzenini bozmak.
Yuvarlanıp gitmek : Eldeki imkanlarla geçinmek.
Yuvasını yapmak : 1. Birine gereken cezayı vermek, hakkından gelmek. 2. Birinin işini engellemek, zarara uğratmak.
Yük altına girmek : Zor bir görevi üstlenmek.
Yük olmak : 1. Bir kimse, sıkıntılı bir işini başkasına yaptırmak. 2. Kendisi için başkasına para harcatmak, masraf yapmak.