Yangından Korunma Haftası ile ilgili atasözü ve anlamları. Atalarımız yangın ile söylediği sözlerde yerli yerinde olarak geçmişten günümüze kadar ulaşmıştır.
Atasözlerinin kim tarafından ne zaman söylendiği bilinmez. Atalardan günümüze kadar ulaşan, belirli bir yargı içeren, söyleyeni belli olmayan (anonim) düz konuşma içinde kullanılan sözlerdir. Atasözleri, geçmiş kuşaklardan süzüle süzüle günümüze kadar gelmiş özellikleri sözün içerdiği anlama göre değişir. Atasözü pek çok dalda eğitici yol gösteren, öğüt veren kalıplaşmış sözlerdir.
YANGINDAN KORUNMA HAFTASI İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ VE ANLAMLAR
Az ateş çok odun yakar.
Küçük bir tehlike, elverişli ortam bulunca, büyüye büyüye önüne geçilmez durum alır. Küçük bir ateş te kısa sürede büyür ve tehlikeli olur. Önüne geçilmez duruma girer.
Son pişmanlık fayda etmez.
İyice düşünülmeden yapılan iş çoğu zaman insanı zarara ve ya geri dönemeyeceği bir çıkmaza sokar. O zaman pişman olmak da işe yaramaz.
Az ateş çok odunu yakar.
az sayıda kötü insan, çok sayıda iyi insanın başını belaya sokabilir.
Aklına geleni işleme, her ağacı taşlama.
Sonunu düşünmeden aklına gelen her şeyi yapma. Herkese sataşma. Sonu düşünülmeden yapılan işler, kötü ve acı sonuçlar verebilir.
Ne karanlıkta yat, ne kara düş gör.
Tehlikelere karşı peşin tedbir alan kişi, kendini ileride üzülmekten kurtarmış olur.
Ateş düştüğü yeri yakar.
Felaket kimlerin başına gelirse onları yakar, kavurur, sürekli bir acı içinde bırakır.
Akılsız Başın Cezasını Ayaklar Çeker.
İyi düşünmeden, sonucunu bilmeden vereceğimiz bir karar ve ya yapacağımız bir işin kötü sonuçlarını başkalarına yüklemek ve ya düzeltmek için şuraya buraya koşmanın bir faydası olmaz.
Ateşle barut bir yerde durmaz.
İkisinin bir arada bulunması çok tehlikeli olan şeyler birbirinden uzak tutulmalı bir arada bulundurulmamalıdır.
Yanmış harmanın öşrü alınmaz.
Önce verimli iken kazaya uğramış olan şeyden, artık gelir, verim beklenmez.