Yürekten çağırmak
Anlamı : Aşırı derecede arzu etmek, istemek: ‘bu kadar yürekten çağırma beni / bir gece ansızın gelebilirim’ -şarkı.
Yüreksizlik göstermek
Anlamı : Korkmak, ürküp kaçmak: ‘tek üzüldüğüm, gecenin büyüsünü yitirmemek için masadan erken kalkmak yüreksizliğini göstermem.’ -t. Uyar.
Yüreklilik göstermek
Anlamı : Korkmamak, cesur davranmak.
Yürek vermek
Anlamı : Yüreklendirmek, cesaretlendirmek.
Yürek tüketmek
Anlamı : Yüreği tükenmek.
Yürek soğutmak
Anlamı : Sevmediği birinin bir felakete uğramasına sevinmek: ‘seyrimize çıktınız değil mi? Yürek soğutuyorsunuz değil mi? Allah sizi bizden besbeter etsin inşallah!’ -o. Kemal.
Yürek paralamak
Anlamı : Çok üzmek: ‘son yürek paralayıcı yalvarmama aldırış etmedi.’ -h. R. Gürpınar.
Yürek burkmak
Anlamı : İnsanın içini acıyla doldurmak, insana çok üzüntü vermek: ‘yörede, şimdi yürek burkan bir suskunluk vardı.’ -t. Buğra.
Yere bakan yürek yakan
Anlamı : ‘uysal ve uslu göründüğü hâlde sinsice kötülük yapan’ anlamında kullanılan bir söz.
(birinde) yürek selânik olmak
Anlamı : Şaka çok korkmak ve çok heyecanlanmak: ‘ikisinde de yürek selânik.’ -h. R. Gürpınar.
Altın yürekli olmak
Anlamı : Çok iyi niyetli, merhametli olmak: ‘o kadar fazla altın yürekli olacağına bir parça daha zarif ve cazibeli bir adam olsaydı.’ -r. N. Güntekin.