Yolunda gitmek (yürümek)
Anlamı : Olumlu gelişme göstermek: ‘ticareti yolunda gidiyordu.’ -ö. Seyfettin. ‘dikkat ve dirayetiyle her işin yolunda yürümesini temin etmişti.’ -o. Aysu.
Yol yürümek
Anlamı : Yolda gitmek.
Üzerine yürümek
Anlamı : Üstüne yürümek.
Tıpış tıpış yürümek
Anlamı : 1) kısa adımlarla çabuk yürümek; 2) mec. ister istemez bir yere gitmek veya bir yerden ayrılmak.
Tıkırında gitmek (olmak, yürümek)
Anlamı : İşler yolunda ve düzenli gitmek: ‘kimi zaman da her şeyin tıkırında gittiğini düşünüp, haydi bir gece daha yaşasınlar, diyorum.’ -s. İleri.
Peşinden yürümek
Anlamı : 1) birinin arkasından yürümek, gitmek; 2) mec. bir kimseye her konuda uymak.
Hakk’ın rahmetine kavuşmak (hakk’a kavuşmak, hakk’a yürümek)
Anlamı : Ölmek: ‘hüsmen hakk’a kavuştu diye mırıldandı.’ -r. H. Karay.
Geriye yürümek
Anlamı : Huk. öncesini kapsamak: ‘iptal kararları geriye yürümez.’ -anayasa.
(Birinin) üstüne yürümek
Anlamı : Korkutmak, yıldırmak amacıyla saldıracakmış gibi yapmak: ‘bir gün üstüme yürüdü, sen benim kâğıtlarımı karıştırıyorsun, beni polise gammazlıyorsun diye.’ -a. İlhan.
(Birinin) izinden yürümek
Anlamı : Birine içten bağlanarak onun başladığı işi aynı anlayışla sürdürmek.
Alıp yürümek
Anlamı : Az zamanda çok ilerlemek, yayılmak, çoğalmak, artmak: ‘bu kasıt tertibi, aramızı bozabilecek bir cinayet davasının alıp yürümesine, dallanıp budaklanmasına yol açtı.’ -y. K. Karaosmanoğlu.