Zaman boş nedir? Bir ölçü olarak düşünüldüğünde boş olması imkansızdır. Ancak “boş zaman” diye bir zaman dilimi tasavvuru var. Belli ki, bu, insanların yapacak bir şey bulamadığı ya da yeterince dolduramadığı anlara verilen isimdir. Boş olması, bizim onu şarj etmemize göredir. Boş zaman neden olabilir?
Öncelikle, boş zamanın modern yılın bir icadı olduğunu belirtelim. Başlangıçta zamanın farkında bile değildik. Sonraları doğadan uzaklaştırılmış ve her şeyi sistemleşdirdik. Zamanı keşfettik. Sonra kendimize bile yabancılaşarak hayatı kuşatan her şeyin bizim dışımızda gelişmesine ve öz emeğimize de başkalarına ait olmasına alıştık. Sonuçta, öyle bir zamana geldik ki, ne olduğunu bilmediğimiz zaman boş ya da dolu olarak ikiye ayrıldı. Ancak bazı felsefi soruların olmaması burada da göze çarpmaktadır. Hayatın amacı, anlamı, ne yapmak gerektiği belli değilken, boş veya dolu olan zamanı nasıl belirleyebiliriz?
Binlerce yıl öncesine gidelim. Avcı-toplayıcı bir aileyi düşünelim. Fiziksel ihtiyaçlarını nispeten sağlamış ailenin bir üyesinin boş zamanlarında neler yaptığını arayalım. O zamanın ne olduğunun farkında? Zaman onun için gece- gündüz, mevsimler ve genclik- yaşlılık gibi şeylerden oluşur. Uzay- zaman, ya da çağlar ile ilgili bir anlayış mevcut değildir. Kısacası, bizim “zaman” ımız onun vaktinden çok farklıdır. İnsan hayatının büyük gelişme dönemini yaşamış ve yaşam tarzını defalarca farklı uygarlıklarda sürdürmüş ve kültür birikimiyle zaman kavramının anlamı değişmiş ve gelişmiştir. İnsanlar daha ileriyi hedef almış, mevsimlerle ve hayatlarının çağları ile ölçülen zaman kriterine öne geçmeye başlamıştır.
Günümüzde küresel toplum, batının geliştirdiği tüketim kültürünü yaşamaya çalışmaktadır. Tüketim kültürü, bilimsel ve kültürel gelişme, bir sorun olarak ortaya çıkan tüketim ihtiyacından kaynaklanmaktadır ve üretimi vazgeçilmezdir. Giderek artan zorunlu tüketim, zaman kavramının anlamını da zamandəyişdirmişdir. Zaman da tüketilmesi gereken bir ürün olarak ortaya çıkmıştır. Eskiden zaman bile yokken, artık boş ya da dolu kişisel zamanlar ayrımcılığımız mevcuttur. Artık değeri olan bir zamandan söz etmekteyiz. Ancak zamanın ne olduğunu bilmiyoruz. Eski insanlar zamana çok da önem vermemişler, çünkü zamanı idrak etəmişlər. Bizim de zamanı henüz idrak etməməyimizə rağmen eski insanların tersine, biz onu önemseyerek, hayatımızı onun temelinde sistemleştirmiş.
Nihayetinde, zamanın ne olduğu belli olmadığı için boş olması veya dolu olması kavramları varsayıma dayanır diyebiliriz. Ancak modern insan her şeyi biliyormuş gibi özgüvənə sahiptir. Zaman her şeyin başı ve onu anlama, değerlendirme özelliğine şimdilik sahip değiliz. Yine de değerlendirmek hoşumuza gelir. Bu doğaldır, bu xüsusiyyətimizə bir şey diyemem, aksine, kendimizden emin olmalıyız ki, beşer zamanı idrak edecek gerçek özgüvənə sahip olsun. Bizim için cevabı bilinmeyen her şeyi, ondan kendimizi mahrum bırakmadan, ona özümüzcə-idrak ettiğimiz şekilde tanımlar verip yaşamalıyız ki, onun derinliğine vara bilek. Derinliğine vardıqca zaten, o kendisi kendiliğinden bize görünmeye, kendi sırrını bize anlatmaya başlayacaktır.