Çanakkale savaşı kaç yılında yapıldı? veya Çanakkale Savaşı Ne Zaman ve Kimler Arasında Başladı? Sorusunu araştırmak ve ödevlerinize yardımcı olabilmek için sizler için kısa bir Çanakkale savaşı hangi ülkeler veya devletler arası yapılmıştır? konusunu derledik. Çanakkale savaşı mücadeleleri yalnız bizim tarihimizin değil yakın dünya tarihinin en önemli ve en büyüklerinden biridir. Ayrıca Çanakkale savaşı mücadeleleri yalnız bizim tarihimizin değil yakın dünya tarihinin en önemli ve en büyüklerinden biridir.
Ayrıca Çanakkale Gelibolu zaferi hüzünlü olarakta bilinir.
Bunun sebebi kahraman Türk askerinin bu zaferi kazanırken ne fedakarlıklar yaptığını ve ne zor şartlar altında çarpıştığını bilmemizdir. Onun İçin her yıl Çanakkale savaşın zaferini yaşarken Kahraman şehitlerimizi kadınıyla, Erkeğiyle çoçuğuyla ve yaşlısıyla, gençiyle vatanı ve toprağı uğrunda öldüğünü unutmamalıyız. Türk Milleti, tarihi boyunca birçok kahramanlığa asil kanıyla imza atmıştır. Biz de bu tarihi gelecek nesillere daha iyi aktarmak ve unutulan gerçekleri ortaya çıkarmak sizler için kısa bir bilgi derledik. Bu toprakların bir kez daha aynı acıları yaşamaması dileğiyle, tüm şehitlerimize rahmet diliyoruz.
Çanakkale savaşı, 18 Mart 1915 – 9 Ocak 1916 tarihleri arasında gerçekleşmiştir.18 Mart 1915’te başlayan ilk saldırı 9 ocak 1916 tarihinde karşı donanmanın ülkeyi tamamen terk etmesi ile son bulmuştur. 18 Mart Çanakkale Zaferi, Kurtuluş Savaşı’nın da kıvılcımını yakan bir toplum bilinci yaratması açısından tarihimizin en önemli günlerinden biridir.
I. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası’nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleri olan Çanakkale Savaşında Şavaşan ülkeleri şöyle sıralayabiliriz:
Osmanlı devletinin karşı safhında yer alan itilaf devletleri şunlardır:
İngilizler
Fransızlar
Anzaklar
Britanya Kuvvetleri.
Özellikle ingilizler, sömürgelerinden elde ettikleri ordularla Osmanlı devletine karşı savaşmışlardır.
Osmanlı ordusunun dahil olduğu itilaf devletleri ise şunlardır:
Osmanlı Ordusu
Alman Ordusu
Hint Ordusu
Kanada Güçleri
Avustralya ve Yeni Zelanda orduları
Alman ordusu, 1914’te dünyanın en güçlü, en etkili ordusu olarak tanınıyordu. Kısa bir dönem mecburi askerlikten sonra uzun süreli ihtiyat görevi yapan erkeklerden oluşuyordu. Çok sayıda deneyimli üst rütbeli subayların eğittiği bu ordu, disiplini ve işleyişiyle de dikkatleri çekiyordu.
İngiliz Ordusu : 20. yüzyılın başında İngiliz ordusu, gönüllü ve düzenli askerlerden oluşan küçük bir güçtü. Boer Savaşı’ndan sonra İngiliz Savaş Bakanı Richard Haldane, yabancı bir ülkede savaş ihtimaline karşı Britanya Seferi Kuvvetleri’ni (BEF) oluşturdu. Ağustos 1914’te, 250.000 askerden oluşan İngiliz ordusunun 120.000’i, Britanya Seferi Kuvvetlerine aitti.
Fransız Ordusu : 1914 Ocak ayında Fransız ordusu 777.000 Fransız ve 46.000 koloni askerinin oluşturduğu 47 tümenlik bir güçtü. 21 bölgesel kolordu biçiminde teşkilâtlanmış; süvari ve topçu birlikleriyle donatılmış bu gücün büyük bölümü Fransa’nın doğu sınırında yerleşikti.
Avustralya ve Yeni Zelanda orduları: Avustralya Parlamento üyeleri seçmenlerce seçiliyor, federal hükümet bir İngiliz Genel Vali tarafından atanıyordu. Avustralya ordusu 1901’de kuruldu. Başta küçük bir güçtü, kısa zamanda gönüllülerden oluşan düzenli bir ordu hâlini aldı.
Hint Ordusu : Hint Ordusu, Lord Kitchener tarafından, ordu komutanı olduğu 1902-1909 yılları arasında, 10 tümene ayrılmış 155.000 ile 80.000 kişilik bir iç güvenlik güçlerinden oluşturulmuştu. Piyade ve süvarinin dörtte biri, topçunun da tamamı İngilizlerden oluşuyordu.
Kanada Güçleri: 1914’te Kanada, özellikle liman bölgelerini korumak amacıyla 3000 kişilik bir düzenli ordu bulunduruyordu. Bu ordu, gönüllü milis güçlerinden oluşuyordu. Savaş çıkma olasılığına karşı Kanada hükümeti, 1914 yazında Kanada Seferi Kuvvetleri’ne asker toplama kararı aldı. Ekim 1914’te 30.000 Kanada askeri İngiltere’ye eğitime geldi.
Çanakkale Geçilmez sloganı ile cephede ölesiye savaşan atalarımız bütün övgüleri hak etmektedir ve onlar yapılan övgülerin en iyilerini hak etmektedir. İşte bu kutsal olan vatanımızı bizimde atalarımız gibi her karışı için düşmana karşı günü geldiğinde korumamız ve kollamamız gerektiğinin asla aklımızdan çıkarmamamız gerekmektedir.