Güneş sistemindeki en büyük gezegen olan Jüpiter gazdan oluşmuş de vasa bir toptur. Yüzeyinde çok az katı yer bulunmaktadır ve büyük oranda sıvıyla kaplıdır. Hepimizin malumu olduğu üzere jupiter bir gaz devi. yani gazdan bir gezegen. yani üzerinde koşup zıplayabileceğiniz katı bir yüzeye sahip değil. Çapı 142.984 km’dir, yani Dünya’nın çapının 11 katı ve Güneş’in çapının üçte biri kadardır. Gezegenin yüzeyi yoğun kızıl, kahverengi, sarı ve beyaz bulutlarla kaplıdır.
Gaz devleri, çoğunluğu gazlardan oluşan gezegenlerdir. Güneş’ten en uzak dört gezegen olan Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün genellikle gaz devleri olarak sınıflandırılır.
Jüpiter’in bu gazdan oluşan katmanları, merkeze doğru yaklaştıkça giderek daha da yoğunlaşmaya başlıyor. Fakat en dış kesiminde, bu gaz tabakaları hayli ince. Tabi daha gaz katmanlarının en tepelerindeyken bile, yani yüzey denebilecek yoğunluktaki gaz katmanlarından yaklaşık 300 bin km uzaktayken dahi, radyasyon zehirlenmesinden çok kısa sürede ölürdünüz.
1995 yılında Galileo adındaki insansız uzay aracı, gaz devinin karışık atmosferine daha küçük bir roket bırakmıştır. Jüpiter’in atmosferinin basıncı roketi yok etmeden önce 57 dakika boyunca ölçüm yapılabilmiştir.
Jüpiter’in yüzeyindeki yer çekimi gücü Dünya’daki yer çekiminden 2.4 kat daha güçlüdür. Yani Dünya’da 100 kilö ağırlığındaki bir nesne Jüpiter’de 240 kilo gelecektir.