18 mart çanakkale zaferi anma programı konuşması
Tarih boyunca 18 Mart 1915 Çanakkale savaşı ve zaferi dilden dile destan olarak günümüze gelmektedir. Her yıl 18 mart günü Çanakkale kahraman şehitlerimizi anmak adına yurdumuzun her bölgesinde kutlanmaktadır. Bu nedenle bir çok okullarımızda öğretmenler hocalarımız öğrencilere bu unutulmaz destanı bir kez daha yaşamak ve yaşatmak için anlatırlar. Biz’de değerli hocalarımıza veya etkinlikler’de güzel ve muhteşem bir 18 mart çanakkale ile ilgili konuşma ve sunum yapılacak bir yazı yazarak derledik.
Bu özel güne anlam ve önemi açısından bakıldığında 18 Mart Çanakkale Kahraman Şehitlerine gösterilen saygının akıllardan çıkarılmamalıdır. İşte sizler için derlediğimiz 18 Mart çanakkale destanını tören etkinliklerini kutlama ve sunum yapacak olan öğretmenlerimiz için faydalı olacağını düşündüğümüz konuşma yazıları..
SAYIN İDARECİ VE DEĞERLİ ÖĞRETMEN ARKADAŞLARIM, SEVGİLİ ÖĞRENCİLER…
Şanlı tarihimizdeki kahramanlık destanlarından biri de Çanakkale Zaferidir. Bu gün bura da bir kez daha Türk’ün ulusal savaş tarihine altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferi’nin ….. . Yıldönümünü kutlamanın ve mukaddes vatanımız için canlarını seve seve feda eden şehitlerimizin Şehitler Günü’nü idrak etmenin onurunu ve gururunu yaşamaktayız. Çanakkale Savaşları, yüzyılımızın en büyük savaşlarından birisidir.
Çanakkale, öyle bir mücadeledir ki, asırlardır yorgun düşmüş bir milletin, varlığını, bağımsızlığını devam ettirme savaşıdır… Çanakkale savaşına baktımız da Kadın, erkek, yaşlı, çocuk demeden tüm insanımız bu savaşta bir şekilde rol almış ve vatanı canı pahasına savunmuştur. Çünkü; Vatan dediğimiz bu toprak, diyeti ağır ödenmiş bir topraktır. Bana deseler ki, Çanakkale’yi üç kelimeyle anlatın. Derdim ki, geldiler, gördüler ve döndüler..
Çanakkale müdafaası yapılmış ve kazanılmıştır. Bu zaferin Türk tarihi içinde ayrı bir yeri vardır. Atalarımız üzerlerine düşeni kat kat fazlası ile yerine getirmişlerdir. Lakin vazife onlar için bitmiş bizim için başlamıştır. Bizler Çanakkale de kanını seve seve akıtmış şanlı ecdadımızın ne için şehid olduğunu her zaman hatırlamalı ve gelecek nesillere bunu fırsat buldukça anlatmalıyız.
Çanakkale Zaferi ile birlikte, Şehitler Günü olarak da kutladığımız bu anlamlı zafer gününde, kutsal vatan topraklarını canları pahasına müdafaa ederek şehitlik mertebesine ve onuruna erişen aziz şehitlerimizi minnet ve şükranla hatırlıyoruz. Aziz şehitlerimiz yattıkları yerlerde şunu hissetmelidirler ki; temiz kanlarıyla suladıkları kutsal vatan toprakları, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türk Gençliği ve tüm Türk ulusu tarafından en kutsal emanet olarak müdafaa ve muhafaza edilecektir. Bu duygularla, bizlere bu büyük zaferin gururunu armağan eden, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun silah arkadaşları olmak üzere; bu mücadeleye iştirak eden büyük Türk ordusunun kahraman mensuplarını, onu her şeyiyle destekleyen aziz Türk Milletini ve vatanları uğruna hayatlarını feda eden bütün şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve şükranla anıyor, ruhlarınız şad olsun diyorum…
Sayın Müdürüm, Değerli öğretmenlerim arkadaşlarım Kıymetli veliler ve Sevgili Öğrenciler..
Bugün, haksız düşman saldırılarına tam 253 bin askerimizi şehit verdiğimiz, ancak tarihe altın harflerle “Çanakkale Geçilmez! “ sözünü yazdığımız “Çanakkale Zaferi” mizi Kabulünün ……. yılını kutlamak üzere toplandık.
Her siperde ayrı bir destan başlatan askerlerimiz, düşmana karşı verdiği mukaddes mücadeleyi zaferle sonuçlandırdığında, dünya tarihinin zirve sayfalarına da “Çanakkale Geçilemez!” ilkesini bir daha silinmemek üzere yazdırmıştır.
Selam olsun, Çanakkale’de vatanı ve namusu için can veren şehitlere!
Selam olsun, Çanakkale Gazilerine!
Selam olsun yüreği Çanakkale Şehitlerimizin ideali ile atan gençlerimize!
Şimdi 18 Martlarda Türk ulusu Çanakkale şehitlerini yâd ederken kalpleri aynı hislerle dolmaktadır. Coşkudan soluksuz kalırken bu millet, bir kere daha saygı ve minnetle anımsıyor o günleri:
Ey Aziz Şehit,
Bayraklar memleket ufkunu baştanbaşa donatıyorsa sen göğsünü siper ettiğin içindir düşmana, sen canınla beslediğin içindir toprağı. Şimdi biz her 18 Mart geldiğinde, başımız minnetle eğilirken övüncünle doluyor göğsümüz. Söze sığmıyorsun, marşlardan taşıyorsun. Aziz hatıranı gururla yâd ediyoruz.
Sayın Kaymakamın, Milli Eğitim Müdürüm, Belediye Başkanım , Kıymetli Öğretmen arkadaşlarım, Sevgili Öğrenciler
Çanakkale Savaşları, yüzyılımızın en büyük savaşlarından birisidir. Birinci Dünya Savaşı’nı galip bitirmek isteyen düşman devletler, gemileriyle Çanakkale Boğazını geçip İstanbul’u almak istiyorlardı. Osmanlı ordusu, İngiliz ve Fransız donanmalarına karşı Çanakkale Boğazı’nda aylar süren bir dizi deniz ve kara savaşı yapmıştır. 300.000 askerimizin şehit olduğu bu savaşlar sonucunda, düşman donanmaları ağır kayıplar vererek geri çekilmişlerdir. Çanakkale Savaşlarının denizle ilgili bölümü, 18 Mart 1915 tarihinde, düşman gemilerinin geri çekilmeleriyle sonuçlanmıştır. Bu nedenle, her 18 Mart gününde, Çanakkale Savaşlarını anmaktayız.
Çanakkale Boğazını geçmek isteyen İngiliz ve Fransız gemileri, 3 Kasım 1914 de boğazın iki yakasındaki birliklerimize ateş açtılar. Birliklerimizin karşı ateşi ile geri çekilmek zorunda kaldılar. 19 Şubat 1915 de düşman donanması kesin hücuma başladı. Osmanlı Ordusunun karşı ateşi ile, tekrar geri çekildiler. 18 Mart 1915 de İngiliz ve Fransızlar 16 harp gemisi ile büyük bir hücum daha başlattı. Üç gemisi sulara gömülen düşman donanması, tekrar geri çekilmek zorunda kaldı.
Çanakkale boğazını gemilerle geçemeyeceklerini anlayan düşmanlarımız, topraklarımıza karadan girmeyi denediler. İngiliz, Fransız, Avustralya, Yeni Zelanda ve diğer bazı sömürge ülkelere ait askerler, 25 Nisan 1915 günü karadan çıkarma yapmaya başladılar. Kara savaşları, 9 Ocak 1916 tarihinde son düşman birlikleri de geri çekilene kadar devam etmiştir. 6-7 Ağustos 1915 gecesi Anafartalar’a yapılan çıkarma harekatını, Mustafa Kemal komutasındaki birliğimiz durdurmuştur. 25 Nisan 1915 ve 9 Ocak 1916 tarihleri arasında, yaklaşık sekiz ay boyunca şiddetli kara savaşları olmuştur.
Sevgili Arkadaşlar! Çanakkale Savaşları, Türk tarihinin belki de en önemli savaşıdır. Daha geniş ve ayrıntılı bilgi sahibi olmak için kaynakları mutlaka okumanızı öneriyoruz. Bugün özgür olarak yaşadığımız bu topraklara çok kolay sahip olmadığımızın bilinmesi gerekir.
Umarım, bir daha böyle bir savaş yaşamak zorunda kalmayız!
“Sızlasa da gönüller gidenlerin yasından,
Koşarak gitmeli onların arkasından,
Kahramanlık içerek acı ölüm hattından,
İleriye atılıp bir daha dönmemektir.”
Biz bugün burada bir daha dönmemek üzere gidenlerin, tarihin yazdığı en gerçek en şerefli kahramanları yad etmek üzere Çanakkale şehitlerini hatırlamak üzere huzurunuz da, buradayız.
Çanakkale’de …. yıl önce, çok değil …yıl önce 100 binlerce vatan evladı, bu vatanın bedelini ödemek üzere Çanakkale’ye çağrılmıştır. Amacımız geçmişteki savaşların zaferleriyle mutlu olmak değil, eğer amaç vatan savunmasıysa, eğer amaç hürriyet davasıysa, bir ölüm kalım mücadelesiyle, buna savaş diyemezsiniz ve bunu anlatmak boynumuzun borcudur.
Çünkü; Vatan dediğimiz bu toprak, diyeti ağır ödenmiş bir topraktır. Bana deseler ki, Çanakkale’yi üç kelimeyle anlatın. Derdim ki, geldiler, gördüler ve döndüler..Evet, geldiler 1915 yılında, 1.Dünya savaşı, Osmanlı devleti dünyanın en büyük devletleriyle mücadele ediyor. İngiltere, Fransa, Avustralya ve Rusya ve de beraberinde getirdikleri binlerce sömürge askeri, Osmanlının kalbine giden boğaz yoluna pençelerini sarkıttı.
Çünkü; Amaçları İstanbul’du. Başkent İstanbul alınırsa Osmanlı tarihe karışacak ve Türk milleti bu topraklardan atılacaktı. Evet, geldiler, ama ben diyorum ki, gördüler. Çanakkale’yi Çanakkale yapan gelenler değil.!. Onlar 1071’den beri geliyorlar. Bin yıldır bu milleti bu topraklardan atmak için geliyorlar. Ha, bu sefer top yekün geldiler. Gemileriyle, toplarıyla tüfekleriyle geldiler.
çanakkale zaferi konuşma metniÇanakkale’yi, Çanakkale yapan gelenler değil..! Çanakkale’yi Çanakkale yapan, gelenleri karşılayan asil ruhtur. O öyle bir ruhtur ki, çelik ve barut; inancın, imanın ve azmin karşısında yenik düşmüştür. O öyle bir ruhtur ki çocuklar, ben esir yaşamaktansa, özgür ölmeyi yeğlerim diyen insanların ruhudur. Davaları büyüktü, vatan davasıydı.
Çünkü; şimdi soruyum sizlere, Vatan demek, ne demek ? Şu anda üzerine bastığınız kara toprak mı ? Yada sınıflarınız da sınırları haritalara çizilmiş her gün gördüğünüz coğrafya parçası mı ? Ben diyorum ki, değil.. Birileri, bizden önce giden birileri, o coğrafya parçasını vatan yaptılar. Coğrafya parçası başka bir şeydir. Ama toprak kanla yoğrulmuşsa, canla ödenmişse bedeli, artık adı vatandır. Ben diyorum ki vatan; özgürlük, hürriyet vatan. Her gün eve gidiyorsunuz, buradan çıkıyorsunuz özgürce çantanız sırtınızda bir taşa vuruyorsunuz ayağınızı, ıslık çalıyorsunuz. Belki şakalaşıyorsunuz arkadaşlarınızla, kimse önünüze çıkıp “ Dur yürüme bu yoldan” demiyor. Sonra evinize varıyorsunuz, ne rahat, en özgür, en huzurlu olduğunuz yer, başımı sokacak bir evim olsun, başka bir şey istemem. Ben de diyorum ki, vatanım, evimin evidir vatan.
Ben özgürlük istiyorum, bu bayrağın altında konuşuyorsam, şu an ve hepiniz ciğerlerinize bu nefesi çekiyorsanız bir bir, unutmayın gençler birileri nefesini kaybettiği içindir. Biz bu özgürlüğü yaşıyoruz ve o yüzden ve o yüzden nerden geldiğinizi ne yapmamız gerektiğini iyi bilmemiz gerekiyor.
Ve döndüler diyorum. Çanakkale öyle bir yer ki, yokluk varlığı yenmiştir, maneviyat maddiyatı yenmiştir. Ve çocuklar, özgürlük sömürgeyi yenmiştir. Esaretin zincirini kırmıştır. Ve o gidenler, o yüz binler , canlarını hiç düşünmeden bu toprağa verenler için yüce Allah diyor ki “Onlara ölü demeyiniz, onlar diridirler” ve ben diyorum ki, şu an bizi izliyorlar ve buradalar, yanımızdalar ve onların taşıdığı o asil ruh, biliyorum ki gençler, bizim damarlarımızda. O ruhun kıpırdanışlarını hissediyorum, onlara ölü demeyiniz.
Malazgirt şehitleri, “buradaaaa” ,
Çanakkale şehitleri, “buradaaaa”
Sakarya şehitleri, “buradaaaaa”,
Kıbrıs şehitleri, “ Burdaaaa “ ,
Güneydoğu şehitleri, “Burdaaaa”
Mustafa Kemal Atatürk, “ Burdaaaaa ”
Mekanları cennet olsun, hepsine selam olsun, ruhları şad olsun.
Sayın Protokol, Sevgili Meslektaşlarım, Değerli Veliler, Siz Geleceğin Mimarı Sevgili Öğrenciler;
Tarih boyunca hiçbir millete nasip olmayan ve yüce Türk milletinin kahraman evlatlarınca verilen bir büyük mücadelenin adıdır Çanakkale… Şairin ifadesiyle, Bedrin aslanlarının kükrediği ateşten bir imtihandır Çanakkale… Kınalı kuzuların gül bahçesine girercesine şahadete atıldığı bir yerdir Çanakkale…
Çanakkale Zaferi, Birinci Dünya Savaşında kahraman askerlerimizin, cihanı hayrete düşüren bir iman ve kahramanlık destanıdır. Bu zafer, milletimizin, iman ve azminin, metanet ve gücünün açık bir göstergesidir.
Milli şairimiz Mehmet Akif in, Çanakkale şehitleri için yazdığı destansı şiirden bazı bölümler okuyarak konuşmamı tamamlamak istiyorum.
Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor!
Bir hilal uğruna yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker,
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı, değer,
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhîdi,
Bedr’in aslanları ancak bu kadar şanlı idi,
Ey şehit oğlu şehit! İsteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış, duruyor Peygamber.
Şimdi bizler aynı gücü yüreğimizde hissederek ruhu şad olur şehitlerimizin. Bastığımız toprağın üstünden çok, altında yatanların canlı olduğunu anlarsak kıyamayız bu toprağın tek bir taşına. Bu duygu ve düşüncelerle bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize de sağlık ve sıhhat diliyorum.