Mykenailer muhtemelen M.Ö. 1900 yılları civarında Yunanistan’da yaşamış savaşçı insanlardı. Agamemnon, Yunan mitolojisinde Miken Kralı, Sparta Kralı Menelaos’un büyük kardeşi, orduları Truva savaşına götüren kumandan. Atreus ve Aerope’nin oğludur.
M.Ö. 1600 yıllarında Ege Denizi’nde ticaret yapıyorlardı ve Girit’in düşüşünden sonra bölgedeki en büyük güç hâline geldiler. Yöneticileri, dağlarda, şehirlere bakan, etrafı kalın duvarlarla çevrili kalelerde yaşıyorlardı. Mykenai şehri, medeniyetlerinin kalbinde yer alıyordu. İnsanlar şehre, geçildikten sonra yolun direkt olarak kraliyet sarayına çıktığı büyük bir taş kapı olan Aslan Kapısı’ndan giriyorlardı.
Hazineler ve öbür dünyada kullanılmak üzere konulmuş kişisel eşyalarla dolu, kraliyet ailesine ait mezarlar, M.S. 1876 yılında bu kapının yakınlarında bulunmuştur.
Eyaletler arası savaşlarla zayıflayan Mykenai şehirleri, yok olup gitti.
1800’lerin sonlarında Mykenai’deki mezarlarda yapılan bir kazıda, ‘Agamemnon’un Maskesi” çıkarıldı. Maskenin menşei belirsizdir, çünkü şehirler ve tarih tahrip edilmiştir fakat maskenin eski bir krala ait olduğuna inanılır.
Panagitsa Tepesi’nde, MÖ. 1250 yıllarında Bronz Çağında inşa edilen büyük bir tolos mezar. Kapının üstündeki lento taşı yaklaşık 120 ton ağırlığında. Heinrich Schliemann tarafından Atreus’un Hazinesi veya Agamemnon Mezarı olarak adlandırılan mezar, o zamandan beri bu adlarla biliniyor.