Günümüzde karanlık veya güneş battıktan sonra ışık ihtiyacımızı hemen fark edip ışık aramaya başlarız. Veya evimizde bulunan ampül diğer adı ile lambayı açmaya çalışırız. Peki hiç merak ettiniz mi? Ampül nasıl bulundu? veya Lambalar nasıl çalışır? İşte bu soruların cevabını arıyorsanız doğru yerdesiniz…
Ampulün keşfinden önce mumlar, meşaleler,gaz lambaları gibi ilkel ışık sistemleri kullanılıyordu. l800’lerde Humphry Davy adında bir İngiliz, elektrikle ilgili deneyler yapıyordu.
Bileşikleri elektrik enerjisiyle ayrıştırmış ve elementleri saf olarak elde etmiştir. Bristol’daki, ciğer hastalarının tedavi edildiği hastanede yaptığı çalışmalarla 1799’da, azot protoksidin güldürücü etkisini buldu; türlü gazların fizyolojik etkilerini kendi üzerinde yaptığı deneylerle inceledi.
1803 yılında Bristol’dan Londra’ya gelerek Royal Society’ye üye, daha sonra da başkan oldu.
1807’de sırayla; erimiş külden elektrik akımı geçirdi ve bu yolla önce potasyum adını verdiği elementi, sonra da sodadan sodyum elementini ayırmayı başardı ertesi yıl da baryum, stronsiyum ve kalsiyumu buldu. Asit özelliğinin hidrojenin varlığından ileri geldiğini saptayarak asitlerle anhidritlerin farklı olduğu sonucuna vardı. Ayrıca, elektroliz ürünleri üstüne ölçmeler yaparak elektrik yayını buldu. Faraday ile gazların sıvılaşması üzerinde çalıştı.
1813’te Fransız Fen akademisine girdi. Kraliyet enstitüsünde, bağışlarla kurulan özel olarak geliştirilmiş iki bin elemanlık bir pil yardımıyla, pek çok kimyevi ayrışmayı gerçekleştirdi.
1817’de oksitlenme tepkimeleri (hidrojen, alkol), platinin katalitik özelliklerini buldu. Maden ocaklarında grizu patlamalarına karşı kullanılan tel kafesli emniyet lambasını yaptı.
Consolalions in Travel or the Last Days of a Philosopher (Gezinin Verdiği Avunma veya Bir Filozofun Son Günleri) adlı bir eseri bulunmaktadır.
AMPUL NASIL ÇALIŞIR?
Çok ince bir tungsten teli üzerinden elektrik akımı geçirilince, telin sıcaklığı 2.600 °C’nin üstüne kadar çıkar. Bu sıcaklıkta ince tel akkor haline gelerek ışık verir. Telin sıcaklıktan eriyip kül olmaması için ampulun içi bir gazla doldurulur. Verimi artırmak için iç içe helis biçiminde ince bir tel sargı kullanılır. Böylece gaz içindeki ısı kaybı azaltılmış olur. Floresan lambalar, ısı yoluyla değil de elektrik akımıyla uyarılan maden atomlarının elektromanyetik radyasyon yayma özelliklerinden yararlanarak ışık verirler.
Floresan lambalarda en çok cıva gibi alçak basınçlı bir gazdeşarj (boşalma) tüpü kullanılır. Tüpün iç yüzeyi fosfor tabakasıyla örtülüdür. Tüp içinden akım geçirilince oluşan morötesi radyasyon, fosfor tabakasına çarparak fosfor parçacıklarının ışıldamasına neden olur. Cıva ve sodyum buharlı sokak lambaları tipinde fosfor tabakası kullanılmaz. Bu tür floresan lambalarda gaz boşalması olunca, salınan gaz elektronları buhar içindeki atomları uyararak bu atomların olağan konumlarına geçerken floresans yoluyla ışık yaymasına neden olurlar.