Asit yağmuru, doğal şartlar altında volkanik patlamalar sonucu havaya karışan bazı gazların asit oluşturarak yağmurla birlikte yeryüzüne inmesidir. Normal şartlar altında oluşan yağmurlar 5.6 pH değerine sahiptir. Bunun altında bulunan yağışlar ise asit yağmurları olarak adlandırılır.
Özellikle endüstriyel faaliyetlerin ve enerji tüketiminin fazla olduğu yerlerde yakılan, kömür ve petrol gibi fosil yakıtlardan, azot ve kükürt gazları açığa çıkmaktadır. Asit yağmurlarının verdiği ileri sürülen zararın bir bölümünün aslında bazı doğal nedenlerden kaynaklandığı yapılan araştırmalar sonucunda anlaşılmışsa da,petrol ve kömür yanmasından oluşan kükürt dioksit ile otomobil motorlarından çıkan azot oksitin, asit yağmuru sorununu büyük ölçüde şiddetlendirdiği kesindir.
Doğal sebeplere ek olarak, fosil kaynaklı yakıtların çokça tüketilmesiyle birlikte, sanayi bölgeleri ve evlerden atmosfere karışan zararlı maddelerin miktarı tehlikeli ölçüde artmıştır. Asit yağmurları, tüm çevreye zarar vermektedir ancak bundan en çok etkilenen ormanlar ve tarım alanlarıdır.
Havaya karışan özellikle kükürtlü ve azotlu gazlar, atmosferde birikerek nem ve güneş ışığının da etkisiyle asit yapılı maddeler oluşturabilmektedir. Örneğin kükürt içeriğine sahip olan sülfürik asit, bilinen en güçlü asitlerdendir. Bu asit zerrecikleri kimi zaman öyle bir yoğunlukta birikir ki, havanın doğal nemindeki artış ile oluşan bulutların içinde yağmur damlalarına karışırlar. Bu andan sonra yağmur, asitli bir içeriğe sahip olur. Bu güne kadar yapılan araştırmalar henüz asit depolanmasının insanlar üzerinde dolaysız bir etkisini belirleyememiştir.
Bununla beraber deri, göz ve solunum sistemindeki direkt etkileri dikkat çekicidir. pH 4.6’ ya kadar asitlenmiş göl sularında insan ve tavşan denekleri üzerinde yapılan araştırmalarda belirli bir takım etkiler belirlenmiş, pH’ ın 4 ten düşük olduğu değerlerde gözde tahriş ve kızarıklık oluşmuştur. Asidik zerrecikler genellikle sülfürdioksit ve nitrikoksitlerin atmosferdeki dispersiyonu ile oluşur. Sonuçta oluşan nitrik ve sülfürik asit diğer partiküller (toz, is, kurum, duman vs) üzerine yapışır.
Bu partiküllerin direkt olarak solunması bu asidik yapıların doğrudan akciğerlere kadar gitmesine neden olmaktadır. Asit yağmurları salt insan sağlığına değil,heykel,büst gibi doğal taşlardan yapılan sanat eserlerine zarar vermektedir.
Özellikle tarla ve ormanlara çok büyük zarar veren asit yağmurlarının bir zamanlar dinozorların soyunu tüketen olaylarda bile rol oynadığı düşünülmektedir.
Asit Yağmurlarının Etkileri Genel Olarak Şunlardır
1 – Göllere ve akarsulara düşen asit yağmurları, sudaki asit dengesini bozar ve balıkları etkiler. Balıkların bu durumdan etkilenmesi besin zinciri yoluyla bizleri de etkilemektedir.
2 – Havada bulunan sülfat solunum yoluyla alınmakta ve bronşit, astım, kanser gibi çeşitli hastalıklara neden olmaktadır.
3 – Topraktaki alüminyumun çözülmesine neden olur ve ağaç köklerinin besinlerden faydalanmasını engeller.
4 – Mermer, kumtaşı veya kireçten yapılan ve içerisinde kalsiyum karbonat bulunduran tarihi eserlere zarar vermektedir.