Asteroit ya da küçük gezegen, yörüngeleri çoğunlukla Mars ile Jüpiter gezegenleri arasında kalan gökcisimleridir. Haziran 2014 itibarıyla Küçük Gezegen Merkezi (Minor Planet Center) tarafından iç ve dış Güneş Sistemi’nde 1 milyonun üzerinde cisim tanımlanmıştır. Asteroitler, Güneş’in çevresindeki küçük kayalıklı ve buzlu kütlelerdir. Yörüngede 100.000’den fazla asteroit bulunur ve bazıları 1 km iken, en büyükleri boydan boya 1.003 km’dir.
Asteroitlerin büyüklükleri incelendiğinde Pallas ve Vesta adlı gezegenimsilerin çapları 480 km’den büyüktür ancak asteroyit kümeleri arasında yer alan en büyük gökcismi Ceres’tir. Bunlara bazen küçük gezegenler de denir. Çoğu asteroit Mars ve Jüpiter’in arasındaki yörüngede bulunur ve 7000’den fazlası tanımlanabilmiştir.
Asteroitler genelde bir ana küme halinde bulunurlar ancak bazen bulundukları yörüngeden çıkmak zorunda kalabilirler çünkü Jüpiter’in genel çekimi nedeniyle yörünge değiştirmek zorunda kalırlar. Asteroitler, aslında tüm diğer gezegenlerden daha küçüktür sadece birkaç tanesinin 30 km’den büyük bir çapı vardır. Asteroit terimi, genelde çapı 1.6 km’den büyük cisimler için kullanılır.
Asteroitlerin keşfi, gezegenlerin matematiksel bir diziye göre sıralandığını öngören (fakat Neptün’ün keşfiyle geçerliliğini yitiren) Titius-Bode yasası sayesinde başlamıştır. Bu formül J. D. Titius tarafından 1766 yılında, J. E. Bode tarafından ise 1778 yılında belirtilmiştir Ida adındaki bir asteroidin kendisine ait küçük bir ay’ı vardır ve bu uydu güneş sisteminin en küçük gezegeni olarak bilinir. Asteroitler, muhtemelen gezegenlerle aynı zamanlarda ortaya çıkmıştır.
Asteroit kuşağının en büyük gökcismi, ilk bulunan asteroit olan, aynı zamanda bir cüce gezegen olarak da sınıflandırılan Ceres’tir. 952 kilometrelik çapıyla Ceres, tek başına tüm asteroit kuşağının kütlece üçte birini oluşturur. İkinci ve üçüncü büyük asteroitler olan Pallas ve Vesta’nın da çapları 500 kilometreyi geçer. Asteroit kuşağının dördüncü en büyük gökcismi olan 10 Hygiea ise ilk asteroidin keşfinden 48 yıl sonra, 1849’da keşfedilmiştir. Bu gökcisimlerinin hiçbirinin kütlesi bir atmosferi tutabilecek boyutlara ulaşamaz; birçoğu birkaç kilometrelik, hatta birkaç yüz metrelik kütlelerdir ve en büyük birkaçı hariç küre şeklini alacak kadar kütleçekimleri yoktur.
Asteroit kuşağı, Mars ve Jüpiter’in yörüngeleri arasında uzanır. Bunların Jüpiter’in kuvvetli yer çekimi kuvveti sonucu parçalara ayrılmış gezegenler olabileceği tahmin edilmektedir.