Hidroelektrik ve termik santraller insanların elektrik enerjisi ihtiyacını karşılamak için kurduğu tesislerdir. Hidroelektrik ve termik santraller insanların elektrik enerjisi ihtiyacını karşılamak için kurduğu tesislerdir. Hidroelektrik santrallerde su ile termik santrallerde ise katı maddeler ile elektrik üretilir, ikisinde çok farklı sistemler olsa da elektriğin üretildiği kısımlar aynıdır. Hidroelektrik santralleri ile enerji üretimi için uygun coğrafi koşulların sağlanması gerekmektedir.
Günümüz koşullarında kullanılabilir hidroelektrik kapasitenin büyük bir bölümü hali hazırda kullanılmaktadır. Türkiye açısından enerjinin durumu ele alındığında, bazı kaynaklar açısından şanslı bir ülke olduğumuz ortaya çıkmaktadır.
Elektrikle çalışan sıradan bir motor düşünün. Bu motora pil bağlarsanız dönecektir. Ama pil yerine küçük bir lamba (ya da LED) bağlarsanız ve motoru elinizle hızlıca döndürürseniz, pilin kısa bir süreliğine yandığını görürsünüz.
Elektrik üretmesi amacıyla kullanılan cihazlara genel olarak jeneratör denmektedir. İşte her elektrik santralinde büyük jeneratörler bulunur ve bunların elektrik üretmesi için döndürülmeleri gerekir. Sudan elektrik üretme fikri, 20. yüzyılın başlarında oluşmaya başlamış ve dünyaca duyulmuştur.Ortaya çıkmasıyla birlikte tüm dünya tarafından en genel geçer elektrik üretim yöntemi haline gelmiştir.
Jeneratörlere bağlı türbinler vardır. Bu türbinler hidroelektrik santrallerinde barajlardan salman suyla, termik santrallerde ise yakılan maddelerin çıkardığı basınçlı gazlarla döner ve bu sayede elektrik elde edilir.Türbinler jeneratörlere bağlıdır ve mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürürler.
M.Ö. 3000-2000 yıllarından itibaren Mezopotamya ve Çinde, Mısır ve Anadolu da suyun potansiyel ve kinetik enerjisinden faydalanılmıştır. Buhar makinasının icadına kadar bir cismi hareket ettirmek için kuvvet kaynağı olarak sadece su ve rüzgardan yararlanılıyordu. Rüzgarın süreksiz olması nedeniyle daha çok su kullanılmıştır.