Böbrekler kan basıncının düzenlenmesinde önemli rol oynarlar. Kan Basıncı yani tansiyon, damar yatağındaki kanın akım sırasında damar duvarlarına yaptığı basınçtır. Böbreklerde sürekli olarak kan basıncını izler, değişiklikleri sinirler yoluyla beyne bildirir.
Böbrekler, kan basıncının korunmasına, renin adlı bir enzim salgılayarak yardımcı olur. Vücuttaki renin seviyesi, tüplerdeki adrenal ve aldosteron hareketi tarafından kontrol edilen tuz seviyesine bağlıdır. Renin, anjiyotensin adlı başka bir hormonu harekete geçirir. Bu durumun iki etkisi vardır: Birincisi, atardamarları daraltarak kan basıncını yükseltir; İkincisi de adrenal bezlerinin aldosteron hormonu salgılamasına yol açarak böbreklerin tuzu tutmasını ve böylece kan basıncının yükselmesini sağlar.
Böbreklerin ikisi de, en önemlisi idrar üretimi olan çok hayati işlevler görür. Buna ek olarak böbreklerde, kırmızı kan hücrelerinin üretimini kontrol eden, eritropoietin adlı bir hormon bulunur. Böbrekler D vitaminini, pasif hâlden aktif hâle getirir. Bu aktif form kemik gelişimi açısından hayatidir.
Böbreklerin ayrıca hormon üreterek kan basıncını düzenlemek gibi önemli bir fonksiyonu daha vardır. Böbreklerde üretilen eritropoietin gibi hormonlar kemik iliğindeki kan hücrelerinin üretimini kontrol eder. Böbrekler aynı zamanda kandaki kalsiyum miktarını ve D vitamini üretimini etkiler. Bu vitamin kemiklerin stabilitesini sağlamaya yardımcı olan mineralizasyon için gereklidir.
Biliyor muydunuz?
Böbrekler, fazla vücut suyu ve atık ürünleri günün 24 saati uzaklaştırır.
Sağlıklı böbrekler, kanı günde yaklaşık 300 kez temizler.
Bu, böbreklerinizden her gün ortalama 1.500 litre kanın geçişi anlamına gelir.