Anne ve babalarımızın sol yüzük parmaklarında takılı bir alyans, yani evlilik yüzüğü bulunur. Bu çok eski bir gelenektir. Erkekler ve kadınların birbirine olan ilgisi elbette tarihin başından beri var olmuştur. Erkekler güçlerini, kadınlar güzelliklerini göstererek bir eş bulmaya çalışmıştır.
Günümüzde de durum pek farklı değildir. Herkes, evleneceği kişiyi ararken bazı önemli özelliklere dikkat eder. Zekâ, ahlak, güzellik, eğitim, saygı gibi unsurlara önem veren insanlar, bu özelliklere sahip birini bulunca onunla ilişki kurmak isterler. İşte evlilik yüzüğü en başta bunu önlemek amacıyla ortaya çıkmıştır. Evli olmanın ve hatta evlenme kararı almış olmanın dahi simgesidir yüzük.
Yani “ben evliyim” diyerek, hiç konuşmaya bile gerek kalmadan bir işaret vermek için yüzük takılı. Bu işaret elbette birçok farklı konuda da önemli hale gelmiştir. Örneğin bir iş görüşmesinde, evlilik yüzüğü olan kişinin düzenli ve sakin bir hayatı olduğu düşünülür. Hatta evli insanlar yeni bir arkadaş edinirken evli olup olmadığına bile dikkat ederler.
Ayrıca Evlilikte bağlılığın sembolü olarak uzun yıllardır birbirlerine söz veren çiftlerin parmaklarını süsleyen evlilik yüzüğüyle ilgili akılları karıştıran en mühim soru o yüzüğün hangi yüzük olduğundan çok, evlilik yüzüğünün hangi parmağa takıldığı sorusudur.
Resulullah efendimiz gümüş yüzük kullanır ve yüzüğünü sağ eline takardı. Sol eline de taktığı görülmüştür. Sağ ele de, sol ele de takmak caizdir. Küçük parmağa veya yanındaki parmağa takılır. Üzerinde yazı bulunan yüzüğü, helaya girerken, sol elden sağ ele geçirmek iyi olur. Numan bin Beşirin parmağındaki altın yüzüğü gören Resulullah efendimiz, (Cennete girmeden önce, niçin cennet ziynetini kullandın?) buyurdu. Demir yüzük kullanmaya başladı. Bunu görünce, (Niçin Cehennem eşyası taşıyorsun?) buyurdu. Bunu da çıkardı. Bronz yüzük taktı. Bunu görünce, (Niçin sende put kokusu duyuyorum?) buyurdu. Nasıl yüzük kullanayım, ya Resulallah dedi. (Gümüş yüzük takabilirsin. Ağırlığı da bir miskali [4.8 gramı] geçmesin ve sağ eline tak!) buyurdu. (Mevahib-i ledünniyye)