Biz insanlar elinden geldikçe yapacağımız veya yapabileceğimiz sevaplar mutlaka karşılığını birgün alacağımızı unutmamalıyız. Tabi şunuda şöylemek lazımdır. Karşılıksız yaparak sırf Allah rızası için olmalıdır. Bununda mükafatını Yüce Allah’tan beklemeliyiz. Allah’ın ve kullarının rızasına uygun, fayda veren şeyler sevaplı işlerdir. Allah’ın razı olmadığı, faydasız şeylerde keşkelere neden olacak şeylerdir.
Hayır işleri, insanların birbirlerine yardım etmekten başka hiçbir amaçlarının bulunmadığı, maddi (parayla ilgili) bir beldentileri olmadan yapılan işlerdir. Hayır işleri, çok farklı amaçlarla ortaya çıkabilir. Örneğin ihtiyaç duymadığımız, artık bize ufak gelen giysilerimizi hayır işleri yapan ilgili kurumlara bağışlayabiliriz. Bu sayede, parasal imkânları kısıtlı olan ve o giysileri kullanabilecek kişiler hiçbir harcama yapmadan giyecek kıyafetlere kavuşurlar.
Ayrıca Bu konuda kesin bir şey söylemek doğru olmaz. Peygamberimiz’in (sav) hadislerinde de en hayırlı amel konusunda değişik ameller zikredilmiştir. Önemli olan niyettir. Peygamberimiz (sav) “Ameller niyetlere göredir.” buyuruyor. İnsanın bir amelde niyeti ve ihlası önemlidir. Bazı zaman olur küçük gördüğümüz bir amel Allah’ın rızasına uygun olurken diğer taraftan çok büyük zannettiğimiz bir amel çeşitli sebeblerden dolayı insana hiç sevap getirmeyebilir.
Engelli vatandaşlarımızın çalışmaları zor olduğu için onlara yardım amacıyla yapılan hayır işleri de vardır. Doğrudan doğruya para bağışlayabileceğimiz ve gerek kimsesiz çocuklara, gerek yaşlılara, gerek okula gitmek isteyen fakat imkânsızlıklar sebebiyle eğitimsiz kalan gençlere yardım eden, hatta tek bir kişinin ameliyat parasını toplamak için çalışan kurumlar bile vardır. Hayır işleri, insanların sağlıklı ve mutlu olmasını sağlar. Bu yüzden hayır işlerinde para beklentisi olmaz. Bir insanı mutlu etmekten daha güzel ne olabilir ki?
En çok sevap kazandıran ibadetler farz olanlar, sonra vacip olanlar, sonra da nafile olanlardır. Zor şartlarda nefsi zorlayarak yapılan ibadetlerin, özellikle gençlikteki ibadetlerin sevapları fazladır.Hz. Peygamber (asm)’ın bir hasırı vardı, geceleri perde yapıp gerisinde namaz kılardı, gündüzleri de yayıp üzerine otururdu. Halk da Resulullah (asm)’ın yanına dönüp (gelip) aynen onun gibi namaz kılmaya başladılar. Sayı gittikçe arttı. Bunun üzerine Resulullah (asm) onlara yönelerek şunu söyledi:
“Ey insanlar, takat getireceğiniz işleri yapın. Zira siz (dua etmekten) usanmadıkça Allah da sevap yazmaktan usanmaz. Allah’a en hoş gelen amel, az da olsa devamlı olanıdır.”
