İlk göz ağrısı aslında bir deyimdir. “Sana nasıl kıyarım oğlum, sen bizim ilk göz ağrımızsın.” gibi anlamlara gelir. Bazen büyüklerimizin “ilk göz ağrımız” ya da “ilk göz ağrım” gibi bir cümle kurduğunu duyarız. İlk göz ağrısı, insanların genelde ilk çocukları ya da âşık oldukları ilk kişi için kullanılır.
Genel olarak insanların çok sevdiği türden şeylerin ilkine denir. Göz ağrısı burada ağlamakla ilgili olarak kullanılır. Bir anne çocuğunu doğurduğu esnada büyük bir acı çeker ve gözlerinden yaşlar akar. Ayrıca insanlar birbirlerine âşık olduklarında da mutluluktan ya da aşklarına karşılık bulamadıklarında üzüntüden ağlayabilirler. Yıllar sonra bu kişilerden bahsedilirken “ilk göz ağrım” denilebilir. Bununla birlikte ilk göz ağrısı çok özel bir söz değildir, insanlar tüm çocuklarını eşit derecede sever. Kimi zaman da eskiden âşık oldukları insanların isimlerini bile unuturlar!
‘İlk Göz Ağrısı’ deyimi nereden geliyor?
Eskiden savaşlar şimdikinden çok olduğu için, Anadolu’ nun hemen her köyünden, hemen her hanesinden şu yada bu cephede savaşan bir asker olurmuş.Bu askerlerin geride kalan anaları, kardeşleri, hanımları, nişanlıları, yavukluları olurmuş elbette.
Bu biçareler, vatanını, milletini, dinini muhafaza için cephe cephe koşan yiğitleriyle elbet gurur duyarlarmış ama ağlamadan, göz yaşı dökmeden de gün geçirmezlermiş.Bazen aşikar, bazen gizli gizli ağlayan genç kız ve gelinlerimizin göz pınarları kuruyup gözleri çapaklanmaya ve ağrımaya başlarmış.Birbirleriyle konuşurken, o zamanın terbiyesi icabı:
“Senin yavuklun, senin kocan” diyemezler, utanırlarmış.”Benim göz ağrımdan hiç mektup gelmiyor, seninkinden haber var mı?” diye sorarlarmış. Bu deyim, sevdiklerimiz içinde en birincisi anlamında kullanılır