İlk Müzik notaları çok eski çağlardan beri günümüze gelmektedir. Müzik ya da musiki, en genel tanımı ile sesin biçim ve anlamlı titreşimler kazanmış halidir. Müzik kelimesi, eski Yunanlıların tanrısı olan Zeus’un kızları sayılan mausa (müz) denilen dokuz heykelin adından türemiştir. Müzik notaları, bir müzik parçasını, bir şarkıcının, bir enstrümantalisin, bestecinin yazdığı şekilde sergileyebilmeleri için yazıya dökülen bir yöntemdir. Eski çağ insanlarının tümü, bir şekilde müzik üretmişlerdi. Fakat bu müzik, bugün modem müzikten çok farklı seslere sahipti.
Güzel ve ahenkli sesin, canlılar üzerindeki tesiri, eski çağlardan beri bilinmektedir. İlk müzik genellikle nidalardan, iç çekmelerden, ağıtlardan ve bağırışmalardan oluşuyordu. Dans, el çırpma ve ritim tutma söylenen şarkılara eşlik ediyordu.
Türe, ülkelere, coğrafi bölgelere, insan toplumlarına ve konularına göre müzik tarihi yazılabilir. Müzik tarihi metinlerinde araştırılan konunun terimlerine bağlı kalmak kabul edilen esaslardandır.Halk müzikleri, yazılarak değil, sözlü olarak nesilden nesile aktarılıyordu. Yazılı müzik birkaç yüzyıllıktır. Yunanlılar, günümüz müzik gamlarına benzer tonları bir araya getirerek karmaşık bir müzik yaptılar.
Nota olarak, sözcüklerin üzerine yazılan harfleri kullandılar. Yunanlılardan sonra, Hristiyan kilisesi, müzik sanatına çok önemli katkılarda bulundu. Din adamlan müziği yazmayı da öğrendiler. Modern müzik yazımı, onlann sistemlerinden geliştirildi.