Birçoğumuzun evinde kalorifer petekleri bulunur. Isınmak için günümüzde neredeyse her evde kullanılan kalorifer sisteminin zekice tasarlanmış bir çalışma şekli vardır. Kaloriferin tarihine şöyle bir göz atarsak ilk ısıtma sistemlerinin yaygın olarak Roma İmparatorluğu”nda kullanıldığını görürüz. Kazanlarda ısıtılan sudan elde edilen sıcak hava, o dönem binalarının yer altındaki boşluklarına ve “hypo caust” sistemi diye de bilinen duvarlardan geçirilerek borular vasıtasıyla mekânlar ısıtılırmış. Buna benzer bir ısıtma sistemi olan “ondol sistemi” Antik Çağ”da Kore”de de kullanılmış
Kalorifer peteklerinin tamamı birbirlerine borular ile bağlanmıştır. Bu boruların başlangıç noktası, apartmanın “kazan dairesi” denilen bölümü ya da evin içinde bulunan kombi isimli makinedir. Günümüzde ısınma yöntemlerinden en yaygın kullanılanı ise kombi ve kaloriferlerdir. Kombi cihazına yanma havasının temini ile baca gazlarının dışarıya atılış şekillerine göre sınıflandırmak mümkündür.
Kazan dairesi olan apartmanlarda “merkezî ısıtma sistemi” bulunur, yani tek bir merkezden kontrol edilen ve her evi aynı miktarda ısıtan bir düzenek. Kombi ise evimizde kendi istediğimiz zamanlarda ve sıcaklıklarda çalıştırdığımız bir makinedir. Kombiler ve kazan daireleri genelde yakıt olarak doğalgaz kullanır.
Doğalgazın yakılmasıyla, sistemin içinde bulunan su ısıtılır ve borular yardımıyla peteklere ulaştırılır. Her peteğin içinde sıcak su dolaşmaktadır. Tüm petekleri dolaşan su yavaş yavaş soğuduğu için tekrar merkeze döner ve ısıtılarak aynı hareketi yapmaya devam eder.