İsim | Anlamı | Cinsiyet |
MECDİ | (bkz. Mecid). | ERKEK |
MECDİDE | Rızkı bol, nasibi açık, bahtiyar. | KIZ |
MECERRE | 1. Samanyolu. 2. Harekete müsait yol, cadde veya yer. | ERKEK/KIZ |
MECİD | Çok ulu, yüce, şan ve şeref sahibi. Allah’ın sıfatlarından. Türk dil kuralı açısından “d/t” olarak kullanılır. Abdülmecid, Allah’ın(Mecid’in) kulu.. | ERKEK |
MECİDDİN | Dinin ululuğu, büyüklüğü. Türk dil kuralı açısından “dA” olarak kullanılır. | ERKEK |
MECİDE | Büyük ulu. Şan ve şeref sahibi. | KIZ |
MECİT | Çok ulu, yüce | ERKEK |
MECNUN | 1. Cin tutmuş, cinlenmiş. 2. Delice seven, tutkun. Leyla ile Mecnun hikayesinin erkek kahramanı. | ERKEK |
MECRA | Suyun aktığı yatak, su yolu. Bir işin gidiş yolu. Bedendeki ahlatın alıştığı yol. | ERKEK/KIZ |
MECUT | Talihi açık, mutlu, şanslı kimse. | ERKEK |
MEDA | Mesafe. Son. | ERKEK/KIZ |
MEDAR | 1. Dayanak. 2. Dönence. | ERKEK/KIZ |
MEDENİ | 1. Medine’ye mensup, şehirli, şehir halkından olan. 2. Bir memleketle ilgili olan. 3. Terbiyeli, görgülü, nazik. Daha çok lakab olarak kullanılır. | ERKEK |
MEDET | Yardım eden | ERKEK |
MEDİD | Uzun, çok uzun süren. Arap aruzunun 2. bendi. | ERKEK |
MEDİDE | Uzun, çok uzun süren. Arap aruzunun 2. bendi. | KIZ |
MEDİH | Methetmeye, övmeye sebeb olan şey, övme mevzuu. | ERKEK |
MEDİHA | Medhedilmiş, övünülmüş, beğenilen kadın | KIZ |
MEDİNE | Arabistan’da bir şehir. Hz. Peygamberin kabrinin bulunduğu şehir. Hacıların Mekke’den sonra ziyaret ettikleri şehir. | KIZ |
MEDUV | Davet olunmuş, çağırılmış, davetli. Hz. Peygamber(s.a.s)’in isimlerinden. | ERKEK |
MEFAHİR | İftihar edilecek, övünülecek şeyler. | ERKEK/KIZ |
MEFHAR | Övünme. Övünmeye sebeb olan, güvenmeyi gerektiren. Mefhari kainat Muhammed(s.a.s). | ERKEK |
MEFHARET | Övünç, övünme, kıvanç | KIZ |
MEFKURE | Ulaşılmak istenilen en yüce amaç | KIZ |
MEFRUZ | Farz olunmuş, varsayılmış. | ERKEK |
MEFRUZA | Farz olunmuş, varsayılmış. | KIZ |
MEFTUH | 1. Açılmış, açık. 2. Ele geçirilmiş. | ERKEK |
MEFTUHA | 1. Açılmış, açık. 2. Ele geçirilmiş. | KIZ |
MEFTUN | 1. Fitneye düşmüş, sihirlenmiş. 2. Gönül vermiş, tutkun vurgun. Hayran olmuş, şaşmış. | ERKEK |
MEFTUNE | 1. Fitneye düşmüş, sihirlenmiş. 2. Gönül vermiş, tutkun vurgun. Hayran olmuş, şaşmış. | KIZ |
MEHDİ | 1. Kendisine rehberlik edilen. Allah tarafından hidayet verilmiş olan. Doğru yolu tutan. 2. Şiilere göre 12 imamın sonu. | ERKEK |
MEHDİYE | 1. Kendisine rehberlik edilen. Allah tarafından hidayet verilmiş olan. Doğru yolu tutan. 2. Şiilere göre 12 imamın sonu. | KIZ |
MEHİB | 1. Heybetli, azametli, korkunç(mehub). 2. Arslan(Esed, gazanfer, haydar, şif). | ERKEK |
MEHİR | Ay parçası | KIZ |
MEHLİKA | Ay yüzlü güzel. | KIZ |
MEHMET | Muhammed isminin türkçesi. | ERKEK |
MEHPARE | Ay parçası | KIZ |
MEHRE | Hind okyanusu sahili ile Hadramut arasında bir ülke. | KIZ |
MEHRU | Ay yüzlü güzel. | KIZ |
MEHTAP | 1. Ay aydınlığı, ay ışığı. Dolunay. 2. Alay, eğlence, zevklenme. Türk dil kuralı açısından “b/p” olarak kullanılır. | KIZ |
MEHVEŞ | Ay yüzlü, ay gibi güzel | KIZ |
MEKİN | 1. Temekkün eden, oturan yerleşen. 2. Vakarlı, temkinli, vakar, iktidar sahibi. Hz. Peygamber(s.a.s)’in isimlerinden. | ERKEK |
MEKİNE | 1. İktidar ve onur sahibi. 2. Yer tutup oturan, yerleşmiş. | KIZ |
MEKNUN | Saklı, gizli, iyice korunmuş. | ERKEK |
MEKNUNE | Saklı, gizli, iyice korunmuş. | KIZ |
MEKNUZ | Gömülü. Hazineye konulmuş, saklanmış. | ERKEK |
MEKNUZE | Gömülü. Hazineye konulmuş, saklanmış. | KIZ |
MEKREMET | Kerem, cömertlik. Saygı, ağırlama. | ERKEK |
MEKŞUFE | Açılmış, açık. Bilinmez değil, keşfolunmuş. | KIZ |
MELA | 1. Doluluk. 2. Topluluk. 3. Ova. | KIZ |
MELAHAT | Güzellik, güzel yüzlülük, yüzünde tatlı ifade olmak | KIZ |
MELCE | Yüce, yüksek yer, sığınak, barınak | KIZ |
MELDA | İnce ve taze vücutlu, Genç, körpe ve nazik. | KIZ |
MELEK | Allah ile insanlar arasında aracılık yapan manevi yaratık | KIZ |
MELEKNAZ | Allah ile insanlar arasında aracılık yapan manevi yaratık | KIZ |
MELEKNUR | Allah ile insanlar arasında aracılık yapan manevi yaratık | KIZ |
MELEKPER | Melek kanatlı. | KIZ |
MELEKRU | Melek yüzlü. | KIZ |
MELEKSİMA | Melek şimali. | KIZ |
MELHUZ | Umulur, beklenir. | ERKEK |
MELHUZA | Umulur, beklenir. | KIZ |
MELİH | Güzel, şirin, sevimli | ERKEK |
MELİHA | Güzel, Şirin | KIZ |
MELİK | 1. Padişah, hakan, hükümdar. 2. Mal sahibi. 3. Allah’ın isimlerinden. Melikşah Sultan Sencer’in babası olan büyük Selçuklu hükümdarı. | ERKEK |
MELİKAM | Tarih tezi | KIZ |
MELİKANBER | Kudretli, nüfuzlu, Habeş köle. Melik ve anber isimlerinden birleşik isim. | ERKEK |
MELİKE | Kadın hükümdar | KIZ |
MELİKSERVER | Doğu Sultanı hükümdar. | ERKEK |
MELİNAY | Cennete düşen ilk yağmur damlası | KIZ |
MELİS | Bal arısı, bal gibi baldan tatlı, sevgili | KIZ |
MELİSA | Baklagillerden, yaprakları liomu andıran kokulu bir bitki | KIZ |
MELODİ | Ezgi, müzik parçası | KIZ |
MELTEM | Yazın düzenli olarak karadan denize doğru esen rüzgar. | KIZ |
MEMDUD | Uzatılan. | ERKEK |
MEMDUDE | Uzatılan. | KIZ |
MEMDUH | Övülmüş | ERKEK |
MEMDUHA | Övülmüş | KIZ |
MEMNUN | Minnet eden – Hoşnut, sevinçli | ERKEK |
MEMNUNE | Sevinmiş, sevinçli. | KIZ |
MEMUN | Emin bulunan, korkusuz, tehlikesiz, sağlam. | ERKEK |
MENAF | 1. Dağın sivri tepesi. 2. Cahiliye döneminde Arapların putu. İsim olarak kullanılmaz. | ERKEK |
MENDERES | Bir akarsu yatağının az eğimli ovalarda çizdiği kıvrım | ERKEK |
MENEKŞE | İnce saplı, ufak mavi çiçekli güzel kokulu bitki | KIZ |
MENGİ | Ölümsüz, ebedi | ERKEK |
MENGÜ | Ebedi ölümsüz, bengi. Mengü suyu | KIZ/ERKEK |
MENGÜALP | Ölümsüz, güçlü, kuvvetli, yiğit. | ERKEK |
MENGÜBAY | Varlıklı kimse. | ERKEK |
MENGÜBERT | Allah verdi. | ERKEK |
MENGÜCEK | Erzincan, Kemah, Divriği ve Şebinkarahisar’ı içine alan bölgeyi fethederek XII. yy.’ın ilk yansına kadar elinde tutan Türk sülalesi. | ERKEK |
MENGÜÇ | Yaşlı. | ERKEK |
MENGÜER | Ebedi ölümsüz, bengi. Mengü suyu | ERKEK |
MENGÜTAY | Ebedi ölümsüz, bengi. Mengü suyu | ERKEK |
MENNAN | Çok ihsan eden, verici, ihsanı bol. Abd takısı alarak kullanılır. Allah’ın isimlerinden | ERKEK |
MENSUR | Saçılmış, dağılmış – Ölçüsüz, uyaksız söz | ERKEK |
MENSURE | Saçılmış, dağılmış – Ölçüsüz, uyaksız söz | KIZ |
MENŞUR | Neşrolunmuş, dağıtılmış, yayılmış. | ERKEK |
MENZUR | Adanmış, vadedilmiş. Adak olarak belirtilmiş. | ERKEK |
MENZURE | Adanmış, vadedilmiş. Adak olarak belirtilmiş. | KIZ |
MERAFİ | 1. Dağın sivri tepesi. 2. İslam’dan evvel Arapların putu. | KIZ |
MERAHAN | 1. Ferah, sevinç. 2. Zayıf olma hali. | ERKEK |
BİR SONRAKİ SAYFAYI GÖRMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ NUMARALARI TAKİP EDİN..