Aslında bir çok insan madenciliğin tam olarak ne olduğunu kavramakta zorlanır. Günümüzde en tehlikeli olan mesleklerin başında madencilik gelmektedir. Madenciliğin ilk zamanlan kayaların arasındaki tünellerde bulunan maden damarının izlenmesi ile yapılırdı. Bu metot günümüzde hâla kullanımdadır. Tarihte bilinen en eski maden Swaziland’daki Aslan Mağarası’dır. 43.000 yıllık olduğu radyokarbon tarihleme yöntemiyle tespit edilen bu sahada, paleolitik dönem insanları demir ihtiva eden hematit madeni çıkarmışlardır. Madenciliğin sadece yeraltında yapıldığı düşünülse de, maden her derinlikte bulunabilmektedir.
Genelde diğer tekniklerin işe yaramadığı derin madenlerde kullanılır. Yeryüzünün hemen altında bulunan madenler kömür, alüminyum ve demirdir. Tüneller patlamalarla ve otomatik makineler kullanılarak oluşturulur. Dünyanın en büyük iş ve kazı makinelerinin kullanıldığı bu maden ocaklarından çıkarılan madenler, ekskavatör ve kepçeler yardımıyla, tekerlekli vagonlara yada kamyonlara yüklenir.
Bazı madenler su altında bulunurlar ve bu tür madenciliğe “Ağır Tortu Madenciliği” denir. Madenlerin bazıları kayanın yüzeyinden binlerce metre aşağıdadır. Bu madenler çok sıcak ve tehlikelidir. Günümüzde mineraller, elmaslar, metaller, kömür ve inşaatta kullanılan kayalar için madencilik yapılır. Alüvyonlu birikintilerden altın ayırma işlemi için çok büyük tarama makineleri kullanılır. Yüzeye yakın bulunan kömür ve mineralleri çıkarmak için madenin üstünü kazma metodu kullanılır. Açık çukur madenciliğinde kaya, patlama yoluyla açılır. Materyal, katman katman ayrılarak dışarı çıkar.