Hızır. Hz. Musa zamanında yaşamış; veli mi, peygamber mi olduğu konusunda anlaşmazlık bulunan bir mübarek zattır. Âb-ı hayat denilen ebedîlik suyunu, Hz. Ilyas ile bulup içtiği için, her ikisinin kıyamet gününe kadar bir tür dirilikle yaşadığına inanılır. Tasavufta bast hâline “Hızır”, kabz hâline “Ilyas” denir. İhtiyaç sahibine tam zamanında yetişip, yardım eden için “Hızır gibi yetişti” sözü kullanılır. “Kul bunahnaymea Hızır yetişmez” tabiri de, Hızır’ın genellikle darda kalanlara yardıma koştuğunu ifâde eder. Bir rivayete göre; Ilyas (as) denizde, Hızır (as) ise karada felakete uğrayan kimselere yardım ederler.
Bazı insanlar vardır ki doğduğu zamana ait değildir. Çağların ötesinde yaşarlar. Onlar ışık olur çevresini aydınlatırlar. Cevherlerin usta ellerde yetişmesi, değerinin ortaya çıkması için belirli bir zamanın geçmesi lazımdır. Sürekli doğum sancısı çekenlerin dillerinden inci, mercanlar dökülür. Mevlânâ Celaleddin, “hamdım, piştim, yandım elhamdülillah!” derken en güzel iksiri ve insan-ı kâmilin yolunu göstermiştir.
(Ey Hüsameddinl) Dünyada ömrün Hızır gibi cana can katsın düşkünlerin ellerini tutsun, ölümsüz olsun. Hıızır ve İlyas gibi dünyalar durdukça dur. Böylece yeryüzü lütfunla gökyüzü hâline gelsin. [Hz.Mevlana]
“Her olayı hayır bil.
Her geceyi Kadir bil.
Her geleni Hızır bil”
[Hz.Mevlana]