Ey ulular, bu cihan bir ağaca benzer; biz de bu âlemdeki yarı ham, yarı olmuş meyveler gibiyiz. Ham meyveler, daha iyice yapışmıştır, oradan kolay kolay kopmazlar. Çünkü ham meyve köşke, saraya lâyık değildir ki… Fakat olgunlaşıp tatlılaştı, dudağı ısırtır bir hâle geldi mi artık dallara iyi yapışmaz, hemen dü-şüverir. O baht ve ikbal yüzünden adamın ağzı tatlılaştı mı insana bütün cihan mülkü soğuk gelir. Bir şeye sımsıkı yapışmak, bir şeyde taassup göstermek hamlıktır. Sen ana karnında çocuk halindeyken işin gücün ancak kan içmeden ibarettir. – Hz. Mevlana
Hiçbir ayna yoktur ki ayna olduktan sonra tekrar demir hâline gelsin. Hiçbir ekmek yoktur ki tekrar harmandaki buğday şekline dönsün. Hiçbir üzüm tekrar dönüp koruk olmaz. Hiçbir olmuş meyve tekrar turfanda hâline gelmez. Ey Hak yolcusu! Sen de bu yolda iyice piş, olgunlaş da bozulmaktan kurtul… – Hz. Mevlana
Kim, kendi noksanını görüp anlarsa, olgunlaşmaya doğru yedeğinde dokuz at olduğu hâlde tekemmül yolunda koşar. Kendisini kâmil sanan, bu zannı yüzünden Celal sahibi Allah’a doğru yükselemez. Ey kendini olgun gören kişi, senin ruhunda kendini kamil sanmaktan daha beter bir illet olamaz. Senden bu kendini beğenme, kendini kâmil görme hastalığı defoluncaya kadar gönlünden de çok kan akar, gözünden de! İblis’in illeti “Ben, Adem’den hayırlıyım” demesiydi. Bu hastalık, her mahlûkta vardır. Bu hastalığa müptelâ olan, her ne kadar bazen kendisini hor ve mütevazı görür, öyle gösterirse de, sen dibinde pislik bulunan bir derenin suyunun saf görünüşüne aldanma. Birisionu imtihan etnıek maksadıyla bir kızdırsa, coştursa, karıştırsa, içinde pislik bulunan su hemen bulanır da pisliğin rengi meydana çıkar. Ey yiğit! Irmak sana saf ve berrak görünüyor, ama senin ırmağının dibinde de pislik var. Yol bilen, anlayışlı pır, nefs ve ten bağlarına ark açar, su akıtır da oradaki pislikleri temizler. – Hz. Mevlana
Vaktinden evvel ağaçtan koparılmış meyve ne kadar bekletilirse bekletilsin, olmadıkça, kemâle ermedikçe ona ham derler.- Hz. Mevlana
Noksanlar, kemâl vasfının, olgunluğun aynasıdır.- Hz. Mevlana
Kabuk kalın olursa iç küçülür, zayıflar. İç kemâle geldi, güzelleşti, büyüyüp olgunlaştı mı kabuk incelir. Hamlıktan kurtulup yetişen, olgunlaşan cevize, bademe ve fıstığa, şu üç meyveye bir bak.- Hz. Mevlana
Bir meyve olgunlaştı mı kabuğu adamakıllı incelir, çatlar, dökülür. Ceviz, fıstık ve badem bile olgunlaşınca kabukları incelir, llnıin hakikati de kemâle gelince kabuğu azalır. Zira sevgilisi,aşığı yakar, yandırır.- Hz. Mevlana
Bakır, altın olmadıkça bakırlığını; gönül padişah olmadıkça müflisliğini bilmez.- Hz. Mevlana
Gerçek olgunluk, nefsini gereksiz arzu ve emellerden kurtarabilmektir. Mevlana
”Hamdım, piştim, yandım.” (Mevlana)
Sabır ilacı, gözlerin perdesini yakar, göğüsleri, gönülleri yarıp açar. – Hz. Mevlana
Dilimi susturdum, çünkü kitap gibi gönlüm var. Yanıp kavrulmuş dertlerimi söylemeye başlarsam, senin gönlün yanar. – Hz. Mevlana
Suskunluk yaranın kanamasıdır. Suskunluk dününü öldürmenin yasıdır. Suskunluk insanım diyenlerin sahteliğine lal kalınmasıdır. – Hz. Mevlana
Bilmiyorum benim bu hasta gönlümde kim var? Ben susuyorum O feryat edip duruyor. – Hz. Mevlana
Kişi ya çok bildiğinden susar, ya hiç bilmediğinden. Ya da gönlüne hitab edeni bulamayınca. – Hz. Mevlana
Irmak suyunu tümden içmenin imkanı yok ama susuzluğu giderecek kadar içmemenin de imkanı yok. – Hz. Mevlana
Genişlik, sabırdan doğar. – Hz. Mevlana
Yüreğim, toparlan gidelim! Araf’ta kalmak yakışmadı bize; Bir adım atalım hadi, Yar deyip susalım; Yar’dandır deyip razı olalım. – Hz. Mevlana
Susmak; mana eksikliğinden değil, belki mananın derinliğindendir. – Hz. Mevlana
Susmak değil söylemekti emelim. Razıyım sükunete lakin “Kelime-i Şehadet” ten sonra gelsin ecelim. – Hz. Mevlana
Sabır ağrıları dindiren acı bir ot gibidir. Hem can yakar hem de tedavi eder. – Hz. Mevlana
Suskunluğum asaletimdendir, yoksa her söze verilecek cevap vardır. Lakin! Bir lafa bakarım laf mı diye. Bir de söyleyene bakarım adam mı diye. – Hz. Mevlana
Kendine gel, sus da varlık, benlik dikenlerini gönlün ayağından çıkar; içindeki gül bahçelerini seyret! – Hz. Mevlana
Sabır, kurtuluşun anahtarıdır. – Hz. Mevlana
Kargalar güz mevsiminde otağlarını kurdular mı, bülbüller susup gizlenirler. – Hz. Mevlana
Kalbinden geçmeyeni diline değdirme. Ya kalbin derininden konuş; Ya da sus! – Hz. Mevlana
Sus artık yeter! Sır perdelerini pek o kadar yırtma. Çünkü bize, kırıkları sarıp onarmak, sırları örtmek yaraşır. – Hz. Mevlana
Sabır, gamdan kurtulmak için anahtardır. Ey gönül! Sabırlı ol! Aşk sabretmektir! – Hz. Mevlana
Konuştuğum kadar yaşasaydım, sustuğum kadar ölmezdim. Bu denli ağlayacağımı bilseydim, ömür boyu gülmezdim. – Hz. Mevlana
Gel gitlerin olmadığı bir hayat düşünebilir misin? Hüzün olgunlaştırır. Kaybetmek sabrı öğretir. – Hz. Mevlana
Allah insanı yavaş yavaş tam kırk yılda kemal sahibi yapar olgunlaştırır. – Mevlana
Sabır, insanı maksadına en tez ulaştıran kılavuzdur. – Hz. Mevlana
Susmakla canın özü, yüzlerce gelişmeye ulaşır. Ama söz, dile geldi mi, öz harcanır. – Hz. Mevlana