Bir adam yıllarca bir şehirde kalır da bir an gözünü kapadı, uyudu da rüya görmeye başladı mı, kendisini iyi ve kötü şeylerle dolu bir şehirde görür de kendi şehrini hatırlamaz bile. “Ben oradaydım (yani asıl kendi memleketimdeydim). Şimdi oturmakta olduğum bu yeni şehir, benim şehrim değil. Nasıl olduysa buraya gelmişim, buraya bağlanmışım” demez bile! Böyle demesi şöyle dursun, o kendini daima bu yeni şehirdenmiş, orada doğmuş, oraya alışmış sanır. Ne şaşılacak şeydir ki ruh da doğup yetiştiği, yurt edindiği yerleri, o eski vatanını unutup, bu fani dünyaya kapılıp kalmıştır.
Bulutun yıldızları örttüğü gibi, bu dünya hayatı ve bu dünyaya bağlılık onu rüya gibi kaplar, kavrar da o eski vatanını, o eski şehrini hatırına bile getirmez. Hele ruh, bunca şehirler gezmiş, bunca yollar çiğnemiştir de daha tozlan bile onun üstünden silkinmemiştir. Ne yazık ki insan, başından geçenleri bilmek için sıkı bir araştırmaya girişmemiştir. Gereği gibi çalışarak gönlünü arıtmamıştır. “Ben bu dünyaya nereden geldim?” diye hiç düşünmemiştir. İnsan dünya sevgisinden, nef-sanî isteklerden arınan gönül gözünü açmalı da, sırlar penceresiliden baş çıkarıp bakınalı, evveli ve âhiri, yani önü sonu görmeli, nereden geldiğimizi, nereye gideceğimizi düşünmeli.
Aslından uzak düşen kişi, yine kavuşma zamanını arar. Hz Mevlana
Gerçekten de bu cihan, sizin canlarınızın hapishanesidir. Siz, asıl kendi yurdunuzun bulunduğu tarafa doğru gidiniz. Hz Mevlana
Ey yiğit! Gerçekten de benim hayatım ölümümdedir. Yerimden, yurdumdan ne vakte kadar ayrı kalacağım. Hz Mevlana
Bir güzel, âşığına dedi ki: “Yiğidim, gurbette birçok şehirler gördün. Hangi şehir daha ziyade hoşuna gitti.” Aşık, “Sevgilinin oturduğu şehir. Padişahımız, nereye yaygısını yayar oturursa, orası iğne deliği kadar dar bile olsa bize sahra gelir. Ay gibi Yusuf neredeyse, orası kuyunun dibi bile olsa cennettir” dedi. Hz Mevlana
Ey imtihanlarla sınanan kişi, sen bu dünyaya geldin, ama geldiğin yolu hiç görmüyor musun? Geliş yolunu bilmediğin gibi, gidiş yolunu da bilmezsin. Sen bir yerden, bir vatandan geldin. Geldiğin yolu hiç bilmiyor musun? “Hayır”, değil mi? Mademki bilmiyorsun, “Yol yoktur” deme. Biz bu bilinmeyen, görünmeyen yoldan gideceğiz. Hz Mevlana