Büyük ve alimler’den Mevlana Celaleddin Rumi sözleri ve nasihatları ile hayatınıza yön verecek altın değerinde sözleri derledik. İnsan için faydalı olan bilgi, bilgilerin en üstünüdür, en güzel rehberdir. Bu çalışmamdaki amaç, toplumda ortaya çıkan bozulmanın durulması adına, ‘bir damla’ olabilmektir.
Bazı insanlar vardır ki doğduğu zamana ait değildir. Çağların ötesinde yaşarlar. Onlar ışık olur çevresini aydınlatırlar. Cevherlerin usta ellerde yetişmesi, değerinin ortaya çıkması için belirli bir zamanın geçmesi lazımdır. Sürekli doğum sancısı çekenlerin dillerinden inci, mercanlar dökülür. Mevlânâ Celaleddin, “hamdım, piştim, yandım elhamdülillah!” derken en güzel iksiri ve insan-ı kâmilin yolunu göstermiştir.
Konya’da yaşamış ünlü düşünür ve şair Mevlana Celaleddin Rumi’dir. Muhammed Celâleddîn-i Rumi veya kısaca bilinen adıyla Mevlana 30 Eylül 1207 – 17 Aralık 1273), 13. yüzyılda yaşamış büyük tasavvuf alimlerindendir. Mevlâna’nın babası Belh Şehrinin ileri gelenlerinden olup, sağlığında “Bilginlerin Sultânı” ünvanını almış olan Hüseyin Hatibî oğlu Bahâeddin Veled’tir. Annesi ise Belh Emiri Rükneddin’in kızı Mümine Hatun’dur. Mevlana 17 Aralık 1273 yılında vefat etti. Öldüğü geceye düğün gecesi anlamına gelen şeb-i arus dendi. Mevlana Celaleddin Rumi’nin kabri Konya’dadır. Mevlana türbesi aynı zamanda müze olarak halkın ziyaretine açıktır.
MEVLANA YEMEK – İÇMEK, AÇLIK – TOKLUK İLE İLGİLİ MESAJLARI
Boş karın, şeytanın zindanıdır. Çünkü ekmek derdi, onun hilesine, düzenine manidir. Dolu karın, bil ki şeytanın pazandır. Şeytan tacirleri orada gürültü eder, dururlar. Hz Mevlana
Kimde açlık derdi varsa bedeninin her cüzü, diğer cüzüyle bağdaşır yenileşir. Lezzet açlıktan gelir, yeni bir yemekten değil. Açlıkla yenen arpa ekmeği, şekerden lezzetlidir. Hz Mevlana
iştah varsa acele etmemek, yenen şeyin iyice sinmesi için ağır ağır yemek daha doğrudur. Hz Mevlana
Açlık, güçlü kuvvetli aslanlara dönsünler diye ancak Allah haslarına verilmiştir. Açlığı, öyle her âdi yoksula vermezler. Ot az değil ya, adamın önüne yığıverirler. “Ye! Sen ancak buna lâyıksın. Sen su kuşu değilsin, ekmek yiyen bir kuşsun” derler. Hz Mevlana
Eğer açlık olmasaydı imtilaya tutulurdun; ondan sonra da sende daha yüzlerce hastalık baş gösterirdi. Açlık sıkıntısı, hem latiflik, hem hafif bir hâle gelme, hem de Allah’a yalvarıp ibadette bulunma bakımından diğer illederden elbette daha iyidir. Açlık zahmeti, illederden daha iyidir; hele açlıkta yüzlerce hüner ve fayda varken! Kendine gel; açlık ilaçların padişahıdır. Açlığı canla başla kabul et, onu böyle hor görme! Zira bütün hastalıklar açlıkla iyileşir; bütün ilaçlar aç olmadıkça sana tesir etmez. Hz Mevlana
Mideyi bırak, gönül tarafına yönel ki Allah’tan sana perdesiz bir selâm gelsin. Hz Mevlana
Az yersen huyun kötüleşir, aksileşir, kabalaşırsın. Çok yersen bedenin imtilaya müstahak olur. Hz Mevlana
Şehvet yemeden olur, az ye. Yahut bir kadın nikâhla da kötülükten kaç. Yedin içtin mi şehvet, seni harama çeker… Hz Mevlana
Adem’in işlediği kusur, karın ve cima yüzünden oldu… Hz Mevlana
Beden azığı, canın azıksız kalmasına sebep olur. İlkini azaltmak, diğerini çoğaltmak gerek. Hz Mevlana
Beden, aç olmadıkça harekete gelmez. Tok bedeni ıslah etmeye kalkışmak da bil ki, soğuk demiri dövmektir âdeta. Hz Mevlana
İnsan (acıkıp da) yediği, içtiği şeylerin lezzetini kaybetmedikçe onlardan lezzet alamaz. Maddî lezzederden kesilmedikçe de, manevî lezzeti bulamaz. Hz Mevlana
Bu bedene ait ağzı kapadın mı, sende başka (manevî ve ruhanî) bir ağız açılır. O ağızla, ilahı sırlar ve marifeder lokmalarını yersin. Hz Mevlana
Yarattığı şeylerde Allah’ın sıfatlarını, yaratma gücünü, kudretini, sanatını görmeden ekmek yiyecek olsam, lokmalar boğazımda kalır! Hz Mevlana
Sen bedenini yağlı ve tadı yemeklerle besledikçe, asıl varlığını, ruhunu, kıymetli cevherini, kendi gerçek hakikatini güçlü bulamazsın. Hz Mevlana