Afrika çöllerinde yaşayan bir örümcek türü, tehlikeden yuvarlanarak kaçar. Bu yuvarlanış sırasında saniyede yaklaşık 50 devir yapabilir, bu da yaklaşık olarak saatte 300 km’lik bir hız demektir.
Örümceklerin her türünün kendine has olan bir ağ şekli vardır. Her örümcek hiç öğretilmeden hangi şekilde ağ yapacağını bilir. Ağın ipeksi telcikleri iplik halinde salgılandığı anda havanın etkisiyle katılaşan albüminsi bir proteindir. Bizim gözle görebildiğimiz her iplik aslında birçok iplikçiğin birleşmesinden meydana gelmiştir. Çapı 0,03 mikrondan fazla değildir. Ağı kurar ipin ucunu tutarak pusuda bekler. Ağ kurarak avlanmayı örümceklere hangi usta avcı öğretti.
Örümcek, arka bacaklarını ağa, yapışkanın etkisini en aza indirgeyecek açıyla sürtüyor ve ayaklarındaki dikencikler (tarsi) bacaklarının yapışkana bulanmasını önlüyor. Bir örümceğin kendi ağından sakınmak için birden çok yöntem geliştirmiş olması Opell’i şaşırtmıyor.
Bazı örümceklerin zehirleri hafifletilerek epilepsi, felç ve erken bunama gibi hastalıkların tedavisinde kullanılmakta-dır.(Bloke edici özelliği var.)
Plecippus Paykulli kendisine av olarak seçtiği karasineğe ağını bir yere bağlıyor ve iple kapıp geri geliyor. 1/25.000.000 saniye… Hidrolik mekanizmayla işleyen örümcek ayak kaslarının bu kadar kısa zaman içinde kasılıp genişlemesi dikkat çekicidir. Hawai adalarında bir örümceğin karnında tebessüm eden yüz şekli var kuşlardan kendini koruyor.