İnsanoğlu yüzyıllar boyunca uzaktaki akrabaları, arkadaşları ya da tanıdıkları ile haberleşmenin kolay yolunu aradılar. Dağlarda birbirlerine duman yoluyla haber gönderenlerden, ıslık ile mesajlaşmaya kadar haberleşmenin en hızlı yolunu bulmaya çalıştılar. 1876’da icat edilmiştir. Telefonun ahizesinde bir kulaklık, karbon granülleri içeren ufak bir mikrofon vardır. Günümüzde cep telefonları, SMS yoluyla, MMS vasıtasıyla video ve fotoğraf göndermek ve almak için, GPRS kullanarak e-posta ve İnternet hizmetleri için metin mesajlaşma için kullanılmaktadır. Telefonlar, konuşma mesajlarını elektrik sinyalleri ile kablolardan iletir.
Telefon birbirinden uzak yerlerde bulunan kişiler ve düzenekler arasında bilgi alışverişini sağlayan elektrikli ses alıp verme aygıtıdır. Haberleşme sistemleri içerisinde en yaygın olanı, kullanıcılar arasında doğrudan doğruya anlaşma olanağı sağlayan telefon olmuş ve bu yüzden de büyük önem kazanmıştır.
Mikrofona konuştuğunuzda sesinizdeki ses dalgalan metal bir diyaframın titreşmesine sebep olur ve bu titreşim karbon tanelerine baskı yapar. Titreşimler sese bağlı olarak değişkenlik gösterir. Kömür tozları titreşince yani ses dalgalarının şiddetine göre sıkışıp gevşeyince, kömür tozlarının içinde bulunan iletken telin direncini (uzunluğunun arttırılıp azaltılması sayesinde) değiştirir. İletken telin direnci değişince de devreden geçen elektrik akımının şiddeti değişir. Kablolardan diğer telefon alıcısına giden akım miktarıda çok küçük değişikliğe neden olur.
Elektrik akımı telefon hatları sayesinde karşı taraftaki telefonun kulaklığına gelir ve elektromıknatısa mıknatıslık özelliği kazandırır. Elektrik akımı alıcının ahizesine ulaştığında aynı değişimler elektrikli mıknatısla da işleme girer. Bu da kulak kısmındaki diğer bir diyaframın titreşmesini ve konuşmacının sesinin oluşmasını sağlar. Kompleks anahtarlama (numara çevirme), aramanızın doğru kişiye yönlenmesi için gereklidir.
Neden “ALO” deriz?
“Alo” sözcüğü telefonu keşfeden Alexsander Graham Bell’in sevgilisi olan Allessandra Lolita Oswaldo’un isminin baş harflerinin kısaltmasıdır.
Graham Bell telefonu icat ettikten sonra ilk hattı sevgilisinin evine çekmişti. Atölyesinde telefon çalınca arayanın Allessandra Lolita Oswaldo’dan başkası olmayacağını bildiğinden, telefonu açar açmaz “Allessandra Lolita Oswaldo” diyordu.
Bell, zamanla sevgilisine, adını kısaltarak hitap etmeye başladı. Artık telefonu “Ale Lolos” diye açar olmuştu. Uzun çalışmalar Graham Bell’i daha hızlı konuşmaya itiyordu ve sevgilisinin adını daha da kısalttı.
Artık iki heceli bir ad kullanı yordu. Bu kısa ad “Alo” idi. Allessandra Lolita Oswaldo, geliştirip tüm şehre yaymaya çalıştığı telefondan başka birşey düşünmeyen sevgilisinin bitmek tükenmek bilmeyen deneylerinden rahatsız olmaya başlayınca Graham Bell’i terketti. Bell, sevgilisinin birgün onu arayacağı umuduyla telefonu her açışında “Alo” demeye devam etti. Biz zaman sonra Bell’i arayanlar da O’na “Alo” demeye başladılar. Bugün dünyada herkesin kullandığı “Alo” sözcüğü işte o günlere dayanmaktadır.