Yunanistan’daki şehirler birer din ve ticaret merkeziydi, Çiftçiler, pazar yerlerinde peynir, buğday, et, yumurta, koyun derisi ve zeytinyağı gibi ürünler satıyorlardı. Hazır yiyecek satıcıları, öğle yemeklerinde sosis ve gözleme satıyorlardı. Pazarın etrafındaki tozlu sokaklarda, sandalet yapımcıları, çömlekçiler, sepiciler, zırhçılar, nalbantlar ve kuyumcular gibi usta zanaatkârlar işlerine devam ediyorlardı.
Yunan çiftçiler, nerede yerleşirlerse yerleşsinler şu üç ana ürünü mutlaka yetiştirdiler: Üzüm, zeytin ve tahıl. Kolonilerin çoğu denize yakındı; bu nedenle balıkçılık gelişmişti ve balıkçılar pazarlarda taze tutulmuş balık satıyorlardı.
Antik Yunanistan’da ekonomi
Antik Yunanistan’da ekonominin en önemli özelliği Yunanistan’ın yetersiz topraklarında tarımın öne çıkan önemidir. Daha sonra, MÖ 6. yüzyılda sanatçılık ve deniz ticareti başta olmak üzere alım-satım işleri gelişmeye başladı. Klasik Çağ’da önemi artarak tarımı da geri de bıraktı.
Antik Yunanlardaki ekonomi olgusunun bugünkü ile karşılaştırılması yanlış bir düşüncedir. Yunanca οἰκονομία sözcüğü ya da kısaca ikos ev ya da ocak anlamına gelirdi. Bununla birlikte Ksenofon’un Ekonomi (Oeconomicus) adlı eserinde belirttiğine göre Antik Yunan’da ekonomi terimi tarım ve evin geçimi ile ilgiliydi.
Yunanlar, ekkonomi sözcüğünü üretim ve alım-satım işlemleri ile ilgili özel bir terim kullanmıyorlardı ve bunu karşılayacak herhangi bir sözükleri yoktu. Ancak ekonomist Murray Rothbard’un söylediklerine göre Antik Yunan filozofları bugün ekonomi olarak nitelendirilebilecek soru ve sorunlarla sık sık karşı karşıya geliyorlardı.