Büyüklerimizin bize yaptığı ilginç bir uyarı da yiyeceklerin vitamininin kaçması konusundadır. Bir meyve kesip önümüze getirir ve “vitamini kaçmadan ye” veya “çabuk iç vitamini kaçar” derler. Vitaminler vücudumuzun düzgün bir şekilde işlev göstermesi ve hastalıklarla mücadele edebilmesi için gereken besin ögeleridir. Meyve ve sebzeler, içlerindeki önemli besin maddelerinin ve vitaminlerin korunması için kabuğa sahiptirler. Bu sayede dallarından koparılsalar bile vitaminleri içlerinde kalır. Dünya Sağlık Örgütü, belirli bir vitaminin fazla alınmasını değil, tüm vitaminlerin ihtiyaçlar doğrultusunda dengeli ve eksiksiz bir şekilde alınmasını önermektedir.
Kesildiklerinde ya da kabukları soyulduğunda ise vitamin dediğimiz maddeler hava ile temas etmeye başlarlar. Mineraller de vitaminler gibi vücudun ihtiyaç duyduğu; vücut fonksiyonlarının sağlıklı bir şekilde yerine getirilmesi için gerekli olan elementlerdir. Mineraller vitaminlerin aksine inorganik maddelerdir.
Vitaminin en büyük düşmanı havadır. Çünkü sebze ve meyvenin büyük bir yüzeyi havayla, ışıkla veya kaynatılırsa suyla karşı karşıya kalıyor. Bu teması mümkün olduğunca azaltmak için meyve ve sebzelere metal değdirmemek, el ile koparıp fazla bekletmeden tüketmek gerekiyor. Kesilen meyve veya sebze hava ile ne kadar uzun süre temas halinde kalırsa, vitaminin yapısı o kadar çok bozulur ve vücudumuzun kullanamayacağı hale gelir. Bu yüzden meyveler ya da marul, domates, lahana, havuç gibi sebzelerden hazırladığımız salatalar yenmeye yakın bir zamanda kesilip hazırlanmalıdır.