Su, insan vücudu için hayati öneme sahip bir besin maddesi ve vücudun temel bileşenlerinden biridir. Ortalama bir yetişkinin vücut ağırlığının yaklaşık %60’ı sudan oluşur. Bu oran, bireyin cinsiyetine ve vücut yağ miktarına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Yetişkin bir erkekte vücut ağırlığının %55-65’i su iken, bu oran kadınlarda %45-55 arasında değişmektedir.
Cinsiyetler arasındaki bu farkın başlıca nedeni, vücut yağ oranındaki farklılıklardır. Kadınlar, biyolojik olarak daha yüksek bir yağ yüzdesine sahip olma eğilimindedir. Yağ dokusu, su içeriği bakımından daha fakir olduğundan, kadınların vücutlarındaki su oranı erkeklere göre nispeten daha düşüktür. Buna karşılık, erkeklerde kas dokusu daha fazladır ve kaslar yüksek su içeriği ile bilinir.
Su, vücut işlevlerinin sürdürülmesi için kritik bir rol oynar. Hücresel işlemlerden termoregülasyona, besin maddelerinin taşınmasından atık maddelerin uzaklaştırılmasına kadar birçok biyokimyasal süreçte anahtar bileşendir. Vücut su dengesinin korunması, genel sağlık ve yaşam kalitesi için vazgeçilmezdir. Bu nedenle, suyun yeterli miktarda alınması ve su dengesinin korunması, bireyin sağlıklı bir yaşam sürdürmesi açısından büyük önem taşır.
Bu bilgiler ışığında, suyun sadece bir besin maddesi değil, aynı zamanda yaşamın devamı için temel bir gereksinim olduğu açıkça görülmektedir.