Yunuslar, artık öğrendiğiniz üzere, balık değillerdir. Balinalarla birlikte denizlerin en büyük memeli türlerini oluşturan yunuslar, su yüzeyine çıkarak nefes alırlar. Solungaçları olmayan ve bizim gibi atmosferdeki havayı soluyarak nefes alan yunuslar, bu yüzden enteresan bir uyku düzenine sahiptirler. Bu deniz memelileri “tek yarım küresel yavaş dalga uykusu” olarak tanımlanan bir tür uyku uyurlar. Bir başka deyişle; beyinlerinin yarısı uyanık ve alarmdayken, diğer yarımküresi derin bir uykuda oluyor.
Deniz memelilerinin nefeslerini tutma süresi türlere göre değişiklik gösteriyor. Bu süreler birkaç dakika ile bir saatten uzun bir süre arasında değişirken değişik tür deniz memelilerinin uyku alışkanlıkları da farklılaşıyor.
Yunuslar bizimle aynı havayı solusa da biz düzenli olarak nefes alıp verirken, onlar istedikleri zaman nefes alıp verirler. Akciğerlerini mükemmel kullanan yunuslar, 550 metreye rahatlıkla dalabilirler. Yunus balıkları yapılan araştırmalarda aldığı bir nefesin %80nini kullanırken biz insanlar aldığımız bir nefesin %18ini kullanırız. Böylece bir yunus 15 dakika kadar rahatlıkla nefesini tutabilir. Yani uykularında farkında olmadan nefes almaya kalkmazlar. Yine de aldıkları nefesin kendilerine yeteceği bir süre vardır. Bu sebeple yunuslar uyurken, beyinlerinin yarısı uyanık kalır ve ortalama her yarım saatte bir su yüzüne çıkarak nefes alırlar. Bu yöntem hem nefes almalarına, hem de beyinlerinin sırasıyla bir yarısını, sonra diğer yarısını dinlendirmele rine imkân vermektedir.