G HARFİ İLE BAŞLAYAN DEYİMLER
Geyikler kırkımında : Hiçbir zaman olmayacak, gerçekleşmeyecek işler için kullanılır.
Geniş gönüllü : Hoşgörülü, olayları hoş karşılayan.
Geri çekilmek : 1. Karıştığı bir işi sürdürmekten ya da sürdürenler arasında bulunmaktan vazgeçmek. 2. Bulunduğu yerden arkaya doğru gitmek.
Geri kafalı : Tutucu, bağnaz, yenilikleri istemeyen.
Gezip tozmak :Çok gezmek.
Gıcık etmek : Bir kimseyi kızdırmak, sinirlendirmek.
Gıcık tutmak : Boğazda aksırma, öksürmeye sebep olan yakıcı kaşıntı.
Gına gelmek (getirmek) : Usanmak, bıkmak.
Gır gıra almak : Biriyle dalga geçmek, alay etmek.
Gırtlağına kadar batmak : Bir durumun içine çok fazla batmak.
Gidişini (gidişatını) beğenmemek : Birinin davranışlarını, tuttuğu yolu beğenmemek.
Girdi çıktı (girdisi çıktısı) : 1. Bilinmeyen ayrıntıları karışık yönleri olan. 2. Gelir gideri, elde edilen ve harcanan.
Giyinip kuşanmak : En güzel giysilerini giymek, özenle giyinmek.
Gizli kapaklı : Doğru bir davranış olmadığı için, başkalarından habersiz yapılan iş.
Göbeği çatlamak : Bir işin yapılışı sırasında güçlükleri yenmek için çok çaba harcamak.
Göbek atmak : Çok sevinmek, sevincinden oynamak.
Göbek bağlamak (salıvermek) : Göbeği sarkacak kadar şişmanlamak, karnı büyümek.
Göbekleri birbirine bağlı (beraber kesilmiş) : Her zaman beraberdirler. Birbirlerinden hiç ayrılmazlar.
Göğe merdiven dayamak (kurmak) : 1. Çok uzun boylu. 2. Olmayacak, mantıksız işleri yapmaya kalkmak. 3. Ulaşılması çok güç yerlere çıkmak.
Göğsü kabarmak : Gururlanmak, iftihar etmek.
Göğsünü gere gere : 1. Kendine güven duyarak, hiç çekinmeden. 2. Övünerek, iftihar ederek (yapmak)
Göğüs germek : 1. Güçlüklere karşı koymak. 2. Övünmeye layık görmek.
Gök demir, yer bakır : İmkansızlıklar ve umutsuzluklar içinde olmak.
Göklere çıkarmak ( uçurmak) : Birini abartarak, aşırı derecede övmek.
Gökte ararken yerde (yolda) bulmak : Çok güçlükle ele geçirebileceğini sandığı şeyi veya kimseyi en umulmadık zamanda, birden bire bulmak.
Gökten zembille inmek : 1. Günahsız, suçsuz, tertemiz olmak. 2. Kendiliğinden ortaya çıkmak. 3. Çok değerli, önemli.
Gölge düşürmek : Bir şeyin değerini düşürecek işler yapmak, bir şeyi değersiz göstermeye çalışmak.
Gölge etmek : 1. İyi giden bir işin düzenini bozacak davranışta bulunmak, ona engel olmak. 2. Işığa engel olmak.
Gölge düşmek : Bir işin içine hile girmek. Doğruluktan ayrılmış olmak, kuşkulu bir duruma gelmek.
Gölge gibi : Varlığını belli etmeyen, hayale benzeyen.
Gölgede bırakmak : Ondan daha üstün bir düzeye yükselmek, ondan çok daha başarılı olmak.
Gölgede kalmak : Adı sanı pek duyulmamak.
Gölgesinden korkmak : Çok korkak olmak, yapılmasında sakınca bulunmayan işlere bile girişmekten çekinmek.
Gölgesine sığınmak : Birinin emri altına girmek.
Gölgeye yatmak : Daha önce elde edilen para, makam, ün gibi sığınarak zaman geçirmek.
Gömlek eskitmek : Hayat sürdürmüş olmak.
Gönlü bulanmak : 1. Midesi bulanmak, kusacak gibi olmak. 2. İçine bir tasa ve üzüntü çökmek. 3. Kuşkulanmak, tasalanmak.
Gönlünü kaptırmak : Aşık olmak.
Gönlünü serin tutmak : Sakin, soğukkanlı olmak, heyecanlı olmamak.
Gönlünü söndürmek : Küstürmek, kırmak.
Gönlü ısınmak : Sevmek, hoşlanmak.
Gönlünden kopmak (içinden gelmek) : İçtenlikle, temiz ve derin duygularla, birine bir şey vermeyi veya iyilik yapmayı düşünüp kararlaştırmak.
Gönlünü almak : 1. Birini kendine aşık etmek. 2. Gücenen bir kimseyi, güzel bir davranışla sevindirmek.
Gönlünü eğlendirmek : Birine, bir şeye, bir duruma ilgi ve sevgi göstererek hoşça vakit geçirmek.
Gönlünü etmek : Razı etmek, hoşnut etmek.
Gönlünü kazanmak : Bir kimsenin ilgisini, sevgisini kazanmak.
Gönlünü (kalbini) kırmak : Kaba söz ve davranışlarıyla birini incitmek, küstürmek, gücendirmek.
Gönül almak : 1. Birini uygun bir davranışla sevindirmek. 2. Kırgınlığı ortadan kaldıracak biçimde davranmak.
Gönül ehli : Gönlünü Allah’a adamış, insanlara sevgi ve iyilikle yaklaşmayı amaç edilmiş kimse.
Gönül kırmak : Davranışlarıyla birini incitmek, gücendirmek.
Çok güzel olmuş.Kısa ve öz.Çok teşekkürler.Iyi günler. Kolay gelsin. :)