Avrupa’da gözlük, muhtemelen 13. yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır, İtalyan bir tüccar ve seyyah olan Marco Polo, Çin’de 1275 yılında gözlük takan insanlar olduğunu yazmaktadır. Okuma gözlüğü talebi 15. yüzyılda basılı kitapların kolay bulunur hâle gelmesiyle birlikte artmıştır.
Şüphesiz tarih boyunca tüm insanlarda görme kusuru olmuştur. Aslında gözlüğün ana malzemesi olan camın tarihi dört bin 500 yıl evveline kadar gidiyor. Antik dünya insanlarının optik hakkında bilgileri olduğu, camın belirli bir formunun cisimleri büyüttüğünü fark ettikleri biliniyor. Gözlüğün kaynak gözlüğü, dalgıç gözlüğü şeklinde gözleri korumak amaçlı çeşitleri de bulunmaktadır.
16. yüzyılda insanlar uzağı daha iyi görmek için de gözlük kullanmaya başlamıştır. 1784’te Amerikalı bilim ve devlet adamı Benjamin Franklin çift odaklı gözlükleri icat etmiştir. Çift odaklı gözlüklerin iki parçalı merceği vardır; bir kısmı okumak, diğeri de uzağı görmek içindir.
Güneş gözlüklerinin, gözün güneş ışığından aldığı rahatsızlığı azaltması için renklendirilmiş cam veya plastik merceği vardır. Pek çok güneş gözlüğünde düz yüzeylerden yansıyan parlak ışığı azaltacak kutuplanmış plastik mercekler bulunur. İlk güneş gözlüklerinin 1430’lu yıllarda Çinliler tarafından kullanıldığını biliyor muydunuz? Ateşte dumanın isi ile kararttıkları gözlükler görme kusurlarını düzeltmek için değildi. Sanılacağı gibi Güneş’ten korunmak için de değildi. Çinliler başta mahkemeler olmak üzere bir çok yerde gözleri görünmesin, düşünceleri göz ifadelerinden belli olmasın diye bu koyu renkli gözlükleri takıyorlardı. Daha sonraları İtalya’dan Çin’e numaralı gözlükler de getirildi ama Çinliler onların da çoğunu iste kararttılar..