İnsanın hafızası nasıl çalışır?
Hafıza, tecrübe ettiklerimizi ve öğrendiklerimizi kaydetme ve gelecekte kullanıma hazır tutma becerisidir. Hafıza; bilginin edinilmesi, kaydedilmesi, akılda tutulması ve gerektiğinde hatırlanması işlemlerinin bütününe verilen addır.
İnsan hafızası işlevini üç ana başlık altında gerçekleştirir: kodlama, kaydetme ve hatırlama. Bazı şeyler kolayca hatırlanır; meselâ hayatımızdaki dramatik olaylar. Fakat daha sıradan şeylerin “aklımızda kalması” için birkaç defa prova edilmeleri gerekir. Hafıza işlevlerinden biri olan anımsama,öğrenmenin gerçekleşmesi için zorunludur.
Anımsanmayan bilgi,raflar arasında kaybolmuş kitaba benzer. Hafızaya kaydetmenin üç yolu vardır. Duyumsal hafıza, bizi etrafımızda olup bitenden haberdar eder ve bir şeylere çarpmadan hareket edebilmemizi sağlar.
Kısa dönemli hafıza, yaklaşık 30 saniye sürer, bir telefon numarasını aklımızda tutmamızı ve o numarayı çevirmemizi sağlar. Fakat numara hafızamızdan bir dakika veya biraz daha fazla bir süre sonra yok olur. Son olarak uzun dönemli hafıza, dikkatli bir biçimde hafızaya alıp öğrendiğimiz bilgileri saklar.
Çoğu insan hatırlar sahip oldukları bir şeymiş gibi konuşur. İyi görmeyen gözleri ya da güzel saçları gibi. Fakat hafıza vücudunuzun bir parçası gibi varlığını sürdürmez. Dokunabileceğiniz bir şey değildir. Hafıza, hatırlama sürecine işaret eden bir kavramdır. Örneğin kahve içtiğimiz porselen fincanı düşündüğümüzde, beynimiz bu nesnenin adını, dudağımıza bıraktığı hissi, biçimini, işlevini, tasarımını, hayatımıza nasıl girdiğini ve bize ne anlam ifade ettiğini hatırlar. Eğer o fincanın bizim için özel bir anlamı varsa, kahveyle birlikte birçok anıyı da hatırlayıp yeniden yaşarız.
Bu anılar beynimizde bir bütün halinde-örneğin bir video klip gibi- bir arada durmaz. Kahve fincanına dair anıların her bir parçası, beynin farklı bölgelerinden gelir. Biz fincanı elimize aldığımızda beynimizin farklı bölgelerinde yer etmiş anılar yeniden yapılanır.
Anılar geçmişimizi bugüne bağlar, gelecekte yaşayacaklarımızın çerçevesini oluşturur. Çoğu zaman bizim hikayemizi, gerçekte ne yaşadığımızdan çok onu nasıl hatırladığımız belirler.