Havai fişekler antik Çin’de 2000 yıl kadar önce şeytani ruhların kovulması amacıyla, karabarutun icadının bir uzantısı olarak keşfedilmiştir. Havai fişek, yüksek sesli bir şekilde patlayan, parlak kıvılcımlar ve alevler çıkaran, barut ve diğer kimyasal maddelerin birleşimidir. Havada türlü ışık oyunlarıyla parıldayıp kıvılcımlar saçar.
Çoğu havai fişek, barutun, içi oyuk kâğıt borulara doldurulmasıyla yapılır. Ham ve sıkı paketlenmiş barut, havaya doğru fişek füzeleri fırlatır.
Havai fişekler genelde rolünü üstlendiği yere göre sınıflandırılırlar. Yerde ve havada patlayanlar gibi. İkinci bir sınıf şekli ise itici güçlü olanlar (gökyüzü roketleri) veya gökyüzüne bir kovan yardımı ile fırlatılanlar (gösteri fişekleri). Bunun gibi pek çok sınıflandırma biçimi vardır. Daha ince ve bol paketlenmiş barutsa füzenin havaya çıktığında patlamasını sağlar. Havai fişeklerin değişik formlarının ortak özelliği ışık, ses, duman çıkarmaları ve havada hareket edebilmeleridir. İmalatçılar, çeşitlilik yaratmak adına havai fişeklere bazı kimyasal maddeler eklerler; sarı renk için sodyum bileşenleri; kırmızı ve bakır rengi için stronsiyum; mavi ve yeşil için baryum bileşenleri katarlar.
Ayrıca füzeye, kıvılcım saçan ve alevli bir kuyruk eklemek için odun kömürü de katılabilir.
Havai fişeğe hareket gücünü veren, havada patlamasını sağlayan esas madde, baruttur. Hemen hemen havai fişeklerin her çeşidinde iki ayrı barut bulunur. Bunun birincisi fişeğin havaya çıkmasını, ikincisi de havada patlamasını sağlar. Barutun patlama gücü reçine, kâfur gibi maddelerle azaltılır. Ses çıkarmak için atılan fişeklerin barutu da, bir silindire sıkıştırılır.