Şu anda dünyanın kullandığı enerjinin üçte birinden fazlası petrole dayalı. İçinde petrol, kömür ve doğal gaz bulunduran fosiller, milyonlarca yıl önce hayvan ve bitkilerin ölümüyle oluşmuştur. Bu bitki ve hayvanların çürüyen gövdeleri, kaya ve toprak tabakaları altında ezilerek fosil hâline gelmiştir. Bugün fosil yakıtları olmaksızın hayat imkânsız bir hâle gelirdi. Sadece evlerimiz ve endüstri için yakıt temin etmekle kalmaz, aynı zamanda güç santralleri için yakıt sağlayarak kullandığımız elektriğin büyük bir kısmını oluşturur.
Fosiller ayrıca, plastik, boya ve asfalt gibi birçok maddenin yapımında da kullanı-lır.Jeologlar, hangi kaya türlerinin petrol bulundurduklarını bilirler. Petrol çıkmasının muhtemel olduğu bir alan bulunduğunda, toprağın altında petrol olup olmadığını anlamak için bir deneme kuyusu açılır.
Fosil yakıtlar kömür, petrol ve doğal gaz olarak sınıflandırılabilmektedir. Dünya fosil yakıt rezervinin yüzde 70’ini kömür, yüzde 14’ünü petrol, yüzde 14’ünü doğal gaz ve yüzde 2’sini de diğer fosil kaynaklar oluşturmaktadır.
Fosil yakıtların genel dağılımı incelendiğinde, sıvı ve gaz yakıt rezervleri dünyanın belirli coğrafi bölgelerine yoğunlaştığı, kömürün ise düzenli bir dağılım gösterdiği ve üretiminin 50’den fazla ülkede gerçeklemektedir.