Treni kaçırmak : Bir şeyi elde etme, bir işi gerçekleştirme fırsat ve olanağını yitirmek.
Tuhafına gitmek : Bir durumu, bir şeyi tuhaf bulmak, yadırgamak.
Tur atmak : Dolanıp gelmek, kısa bir yolda gidip gelmek.
Turnayı gözünden vurmak : Çok değerli bir şeyi kazanmayı başarmak, umulmadık bir kazanç elde etmek.
Turp gibi : Sağlam, sağlığı yerinde.
Turşu gibi olmak : Çok yorgun ve halsiz düşmek.
Turşusu çıkmak : Çok yorgun, bitkin hale gelmek.
Turşusunu kurmak : Elden çıkarılması gereken şeyi elden çıkarmaya kıyamayıp saklamak.
Tut kelin perçeminden : Çıkış, kurtuluş yolu olmayan güç bir durum.
Tuttuğu dal elinde kalmak : Yaptığı hiçbir girişimden olumlu sonuç alamamak.
Tuttuğunu koparmak : Giriştiği her işi başarı ile sonuçlandırmak, istediğini elde etmek.
Tutunacak dalı olmamak (kalmamak) : Güvenebileceği bir kimse veya güç kaynağı bulunmamak, talihsiz olmak.
Tuz biber ekmek : Bir üzüntünün acısını, bir kusurun ağırlığını arttıran şeyler yapmak.
Tuz buz (tuzla buz) olmak : Paramparça olmak, çok küçük parçalara ayrılacak biçimde kırılıp dağılmak.
Tuz ekmek hakkı : Birinin ekmek yedirip iyilik ettiği kimse üzerindeki hakkı.
Tuzağa düşmek (tongaya basmak) : Birinin oyununa gelmek.
Tuzak kurmak : Birini güç ve tehlikeli bir duruma düşürmek için gizlice düzen hazırlamak.
Tuzlayalım da kokma (kokmasın) : Yüksekten atıyorsun, ne var ki hiçbir şey bilmiyorsun, mantıksız konuşuyor, acınacak duruma düşüyorsun.
Tuzluya (pahalıya) mal olmak (patlamak) : Çok para ödeyerek satın almak, gereğinden fazla masraf yapmak.
Tuzu kuru : İşi, kazancı iyi, rahatı ve huzuru yerinde, üzülecek bir durumda değil.
Tükürdüğünü yalamak : Verdiği sözden, kendini küçük düşürerek vazgeçmek.
Türkü yakmak : Acıklı veya sevindirici olayların arkasından, o olayla ilgili söylenen türküye ezgi yapmak.
Türküsünü çağırmak (söylemek) : Birinin ilgisini çekmek için onun hoşuna giden ya da gidecek sözler söylemek.
Tütsü yapmak : Türlü amaçlarla ateşte bir şey yakıp, dumanını savurmak.
Tütünü tepesinden çıkmak : 1. Çok büyük üzüntü içinde olmak. 2. Asılsız ve yanlış olduğu her halinden belli olmak.
Tüy dikmek (üstüne tüy dikmek) : Bir işi büsbütün kötü bir duruma sokmak.
Tüyleri diken diken olmak (tüyleri ürpermek) : 1. Korku, nefret ya da üşüme sebebiyle vücuttaki tüyler dikilmek. 2. Tiksinti gibi duyguları anlatır. 3. Sevinç, heyecan duymak, bu heyecanla vücutta ürperti olmak.
Tüymek : Sessizce, kimseye sezdirmeden kaçmak.
Tüyo almak : Gizli bir bilgi ya da haber almak.
Tüyüne dokunmamak : Bir kimseye zarar verecek herhangi bir davranışta bulunmamak.