1700 yılında, Avrupa nüfusunun yüzde doksanı, kırsal alanlarda yaşamaktaydı.
Bu insanların çoğu tarlalarda çalışan köylülerdi. Kendi besinlerini, Orta Çağdan bu yana çok az gelişme göstermiş aleder ve tarım yöntemleri kullanarak yetiştiriyorlardı. 1800 yılında Avrupa nüfusu 120 milyondan 180 milyona çıktı. Çiftçiler, daha fazla insanı besleyebilmek için, daha büyük miktarlarda mahsul yetiştirmenin yollarını bulmak zorundaydılar.
Tarım devrimi ya da neolitik devrim, insan topluluklarının ilk kez tarım yapmasıyla gerçekleşen ve bu toplumların sosyo-ekonomik yapılarında devrimsel dönüşümler yaratan süreçtir. Bu süreç, insan topluluklarının avcılık ve toplayıcılıktan tarıma ve bir daha bırakmamak üzere yerleşik düzene geçişlerini temsil etmektedir. Bu geçiş, kabaca 2,5 milyon yıllık insanlık tarihinde çok önemli bir dönüm noktasına işaret etmektedir.
İnsanlık, bu kadar bir süre sürdürdüğü avcılık-toplayıcılık düzeninden, ihtiyaçlarını karşılamak için yaşadığı çevreyi aktif olarak değiştiren bir türe dönüşmüştür.
Arkeolojik veriler, çeşitli bitki ve hayvan evcilleştirmelerinin dünya genelinde altı farklı bölgede, birbirinden etkilenmeksizin bağımsız olarak, 10 bin ile 7 bin yıl öncesinde gelişme gösterdiğini ortaya koymaktadır. Bilinen en eski kanıtlar bu bölgelerin Güneybatı Asya, Güney Asya, Kuzey ve Orta Afrika ile Orta Amerika’nın, tropik ve subtropik kuşaklarında yer aldığını ortaya koymaktadır.