Uzayla ilgili birçok teori, araştırma ve teknolojik gelişmeye rağmen bu sonsuz boşluğun tam sınırları bilinememektedir. Uzayda yerçekimi yoktur. Bu da düzgün bir şekilde hareket etmenin zor olduğu anlamına gelmektedir. Astronotlar, çoğu zaman uyduların ve uzay istasyonlarının parçalarını onarmak zorunda kalırlar. Bu nedenle uzaya çıkan astronotlar hareketlerini kontrol etmeleri gerekir. Uzay boşluğunda hareket etmek çok zor olduğundan bu yapılması gereken işleri de zorlaştırabilir.
Mikro yer çekimi, bir astronotun havada süzülürken kaybolması veya hayati önem taşıyan bir aleti uzay boşluğunda kaybetmesi tehlikesidir. Bu konuda astronotlara özel yapılmış saplar ve ayakların kilitlenebileceği ayak tutacakları yardımcı olur. Uzay gemisinden dışarı çıkmak zorunda kaldıkları zaman, içlerine roket inşa edilmiş sırt çantalannı kontrol edebilirler. Bu sırt çantaları, uçan koltuklara benzer ve manevra kolu gibi bir kolla idare edilirler. Bu sırt çantaları 24 tane nitrojen gazı roketiyle güçlendirilmiştir.
Uzayda hava olmadığı gibi yer çekimi yoktur. Yer çekiminin olmadığından dolayı bir noktaya kuvvet uygulayarak hareket edebilirsiniz. Uzay boşluğunda hareket etmek için sırtlarında bulunan gaz dolu tüpleri kullanıp dışarı verdikleri gazlar itici kuvvet olarak kullanılıp bir noktadan başka bir noktaya gitmelerini sağlıyor.
Uzay boşluğuna girerlerse hareket etmeleri mümkün olmamaktadır. Hareketlerini sağlayan tek şey sırtlarındaki gaz tüplerinin dışarıya verdiği gazın etkisidir. Filmlere konu olan astronotların uzayda hareket etmelerini sağlamak için oksijen tüplerine benzer yapı da gaz tüplerinden basınçla uzayda hareket sağlamakta. Uzay araçları da uzayda benzer bir yöntemle gaz vererek hareket sağlamaktadır.