Ailede Geçimsizlik Durumu için Büyü Ve Sihirle Ortadan Kaldırılabilir mi?
Sihir, yahut büyü… Geçmişte olduğu gibi bugün de insanlarımız çaresini bulamadıkları birçok rahatsızlıklarına sihir, yahut da büyü ismi verip çekiliyorlar. Meşhur ata sözümüzdür. Denize düşen yılana sanlır, denmiştir. Bu söze karşı bizde şunu diyoruz. “iman varsa imkanda vardır” Çeşitli yollarla, usulleri kötüye kullanarak bir insanı yönetim altına almaya, ona istenilenleri yaptırmaya genel olarak büyü denir. Unutmayın ki sihrin öğrenilmesi de öğretilmesi de haramdır.
Aile içinde geçimsizlik, erkekten, kadından veya her ikisinden de kaynaklanabilir. Her ailede olabilecek bir sorun olan aile içi geçimsizlik bazen eşler arasın da bazende anne baba ve çocuklar arasın da olabilir bu durum bazen de ne yazık ki yaygın olarak eşlerin aileleriyle olabilmektedir. Biz de bazen öyle oluyoruz galiba. Çaresini bulamadığımız, teşhisini koyamadığımız sıkıntılarımızda çareyi büyüde, sihirde görüyor; hemen hükmünü veriyoruz.
Sihir, İslâm’ın kesin olarak yasaklayıp reddettiği bir inanç ve işlem olup, tabiat kuvvetleriyle insanlara bir takım etkilerin yapıldığı söylenen ilkel bir anlayış ve olgudur.
Nevevî der ki:
“Sihir yapmak haramdır, büyük günahlardan olduğunda alimler arasında ittifak vardır. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sihir yapmayı yedi büyük günahtan biri saymıştır.”
Büyü yaptılar, geçimimizi bozup huzurumuzu yok ettiler. Ya da kısmetimizi kapatıp olan işimizi olmaz hale getirdiler.
– Öyle ise çare nedir?
– Çare; büyücülere, sihircilere, falcılara gitmektir…
Maşaallah büyü bozucular, sihir çözücüler de düzinelerle.
Yeter ki sen paradan haber ver…
Bana öyle geliyor ki, parayı kesin, ortalıkta ne büyücü kalır ne de sihirci…
Aslmda ben büyünün, yani sihrin varlığını kabul ediyorum. Ancak bunun tarihte kalan bir ilim dalı olduğunu, nasıl yapılıp nasıl çözüldüğüne dair bir ilmin günümüze kadar gelmediğini düşünüyorum. Bu yüzden de şurada burada büyü yapan yahut da bozan kimselere inanmıyorum.
– Şundan inanmıyorum:
Büyü yapma yahut da çözme ilmi varsa, kitaplarda olacaktır. Kitaplarda olunca onu sadece meçhul kimseler bilmeyecek, kitap okuyan herkes bu bilgiye sahip olacaktır. Görülen odur ki, kitap okuyanlarda böyle doğru bir büyü yapma ve çözme bilgisi yoktur. Tam aksine, kitap okumayanlarda bu sırlı ilim çoğaltılıyor, müşteriler sıraya giriyor.
Kanaatim odur ki, aile içinde insanlar, beyin yahut da hanımın tutumundan şikayetçi olurken olayı büyüye, sihre yormakta yanılıyorlar.
Büyü de sihir de tarafların kendilerindedir. Şayet rahatsızlık unsuru olarak gördükleri hallerini kendi iradeleriyle düzeltmeye yönelseler ortalıkta ne büyüye ihtiyaç kalır, ne sihirbaza. Ama nefsi böyle bir özeleştiriye talip olmuyor. Kendi kusur ve hatalarım düşünmeye de fırsat vermiyor. En kolay yolu gösteriyor.
– Büyü yapmışlar, sihirde bulunmuşlar.
Bundan sonra yatakta muska aramalar, kapıda çaput bulmalar alıp yürüyecek; evhamlar, vesveseler, masum konu komşulardan şüphelenmeler meydan alacaktır. Çık çıkabilirsen işin içinden.
Hayır hayır boşuna suçlamayın konu komşunuzu, yakınlarınızı ve dostlarınızı. Büyü falan yok, kendi ihmal ve kusurlarınız var.
Yapılan büyüden dolayı hanımı evi terk ettiğini söyleyen bir bey:
– Ne olur büyüyü boz, sihiri çöz, bunu ancak sen yaparsın, diye ısrarda bulundu.
Ben de:
– Büyü yapılan hanım evi terk ederken bir bahane ileri sürer, bu bahane ile evi terk eder, seninki ne bahane ileri sürdü, onu söyle, dedim.
Söylemek istemedi. Israr edince baklayı çıkardı:
– Güya ben akşamları işimden çıkınca hemen eve gelmiyor da meyhaneye uğruyor, iki tek atıyormuşum.
Zaten ben de bu itirafı bekliyordum. Hemen çareyi gösterdim.
– Tamam, dedim, işte büyü de, büyü yapan da açıklandı. Büyüyü sen yapıyorsun meyhaneye gitmekle. Büyün de oradaki içkin. Çözmek istiyorsan akşamları işinden doğruca evine gel, meyhaneye uğrama. Göreceksin ki büyü derhal bozulmuş, sihir de hemen çözülmüş.
Sözün özü:
Evini ihmal eden beyefendi ile eşini dırdırlarıyla tacizden kaçınmayan hanımefendi, büyücü aramaya gerek duymadan kendi tutumlarını bir gözden geçirmeli; karşılıklı anlayış ve sabır içinde birbirlerine muhatap olmaya gayret göstermeliler.
Büyünün bozulup sihrin çözüldüğüne bizzat şahit olacaklar-
dır.
Boşuna dışarıda büyücü, sihirci aramayacaklardır.