At, deve, bisiklet ve motor gibi vasıtalarla yarışmak sünnettir. Zira bunlar, cihadın vesileleridir. Hatta Şâfiî ulemasından İmâm Zerkeşi “Bu gibi vasıtalarla yarış yapmak ve yarış tertip ettirmenin vacib olması gerekir” diyor. Enes’den rivâyet edilmiştir: “Peygamber (sav)’in “Azba” isminde bir devesi vardı, yarışı dâima kazanırdı. Bir gün bir bedevi devesine binerek geldi ve Azbâ’yı geçti. Olay müslümanların zoruna gitti. Bunun üzerine Peygamber (sav) buyurdu ki: Cenâb-ı Hak bu dünyada her şeyi yükseltti mi mutlaka bir gün gelir onu aşağıya alacaktır.”
Vatandaşları güçlü ve iyi yetiştirmek maksadıyla devlet ve cemiyetlerin yarışta kazananları ödüllendirmesi caiz olduğu gibi, vatandaşların da onlan ödüllendirmesi caizdir. Hatta yarışa katılan-lann birisi ötekisine; beni yenersen sana şu kadar para vereceğim, ben seni yenersem bir şey istemem şeklinde şart koşarsa yine caizdir. Fakat yarışa katılanlar “yarışta yenilen yine şu kadar para verecek” diyerek şart koşarlarsa haramdır. Ve aynı zamanda kumar sayılır.
Hanefî fukahâsmdan Şemsü’l-E’immeal-Hilvâni şöyle diyor: Talebelerden birisi arkadaşına “İlmi meselelerde münâzere edelim sen beni yenersen şu kadar para vereceğim, ben seni yenersem bir şey istemiyorum,” dese caizdir, alınan para helaldir. Devletin tertip ettirdiği İlmî münazaralarda kazananlar için tahsis ettiği ikrâmiye meşrû’dur (1).
Dipnot
(1) al-Fetavâ al-Hindiye c. 5, s. 324