Ayakta namaz kılamayan ne yapmalı? Öncelikle namaz, kulun Allah’a en çok yakınlık kazandığı bir ibadettir. Buna göre yine’de Kur’anı Kerim’de Bakara Suresi 286. ayette “Allah hiçbir kimseye güç yetiremediği bir yük yüklemez!” Namazın içinde altı rükün vardır. Yani namazın altı ana çatı, namazı namaz yapan altı ana davranış vardır. Bu altı ana davranışın her birisi için de ayrı ayrı tadil-i erkân, yani düzgün yapma kuralları söz konusudur.Güç yetirilemeyen rükün veya tadil-i erkân olduğunda ise, acziyet derecesinde, bu rükünlerin yerine getirilme yükümlülüğün veya tadil-i erkân yapma zorunluluğu kalkar. Bu durumda namaz kılan kişi, o rükün adına güç yetirebildiğini, güç yetirebildiği bir tadil-i erkân yaklaşımı ile yapar. Peki ayakta namaz kılamayan nasıl kılmalı? Farz namazları ayakta kılamayan kişi oturarak kılar. Eğer oturarak da kılamıyorsa Kıble’ye yönelerek sağ tarafına uzanmış vaziyette kılar. Bunu da yapamıyorsa rükû’ ve secdeler için başıyla işâret ederek Kıble’ye bakar vaziyette sırt üstü namaz kılar. Sünnet namazlar ise ayakda durabil se bile oturarak kılmak caizdir. Yani En kötüsü ki Allah korusun Ayakta duramayacak kadar hasta olan birisi, yatakta ima ile namaz kılabilir.
Özetle, hastanın namazında kolaylığın sınırı; Hanefilere göre başıyla ima, Mâlikilere göre, göz veya sadece niyetle ima, Şafii ve Hanbelilere göre ise, rükünlerin kalble izlenerek yerine getirilmesidir.
Oturarak namaz nasıl kılınır sorusu ise aşağıda çok kolay bir şekilde açıklamasını yaptık inşaallah.
Namazda nasıl oturulacağına gelince; Hanefî Mezhebine göre, oturabiliyorsa teşehhüdde oturduğu gibi oturur. Bu şekilde oturamıyorsa dilediği gibi oturur.
Malikî Mezhebine göre, secdeler ve teşehhüd halleri dışında bağdaş kurarak oturması menduptur.
Hanbelî Mezhebine göre, rükû ve secde hâli dışında bağdaş kurarak oturması sünnettir. Dilediği gibi oturması da caizdir.
Şafiî Mezhebine göre ise, oturarak namaz kılan kimsenin secde ve teşehhüt hâli dışında ayaklarını altına sererek oturması sünnettir. Bu şartlarla oturmaya gücü yetmeyen kimse ise, dört mezhebe göre de dilediği gibi oturur.
Namaz ibadetinin rükünlerinin neler olduğu Kur’an ve Sünnette belirtilmiş ve nasıl uygulanacağı da bizzat Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından sözlü ve pratik olarak ortaya konulmuştur. Bu rükünler iftitah tekbiri, kıyam, kıraat, rüku, secde ve ka’de-i ahiredir.