Ülkemizin bazı bölgelerinde evlenecek kızların annesine süt parası verilmektedir. Kızın babasının veya akrabasının nikaha veya kızı vermeye razı olmaları için damattan istedikleri para mehir yerine geçer mi veya sayılır mı?
Başlık, bugün oğlan tarafını yıkan kötü bir itiyat hâline gelmiştir. Eskiden başlık parası isteniyordu fakat günümüzde modern hayatın gereği olarak başlık parası almak kınanır bir hale geldi. Ancak bu başlık parası sevdasından vazgeçmeyen bazı aileler bunun adını değiştirerek süt parasına çevirdiler.Yani başlık parası eşittir süt parası.
Bir insana erkek olsun kadın olsun fiyat takdir etmek asla caiz olmaz. Bir kızın evlenmesine izin vermek için babasının ya da velisinin aldığı para, bu anlam açısından helal olmayan bir paradır. Süt parası yada başlık parası diye bir şeyin dinimizde olmadığı belirtelim. Dinimizde olan tek şey ve Kuran’ın bize vermemizi emrettiği tek şey kadının mehridir.
Fiyata göre iyilik ve değerlilik ölçüsü pazarda satılan koyun ve keçide bahis mevzuu olur, insan için, bilhassa kadın için değer ölçüsü âse, İslâmiyet’ine bağlılığı, dindarlığı, ev işlerindeki becerikliliği ve ailesinin sosyal itibar ve şereftir.
Başlık, bugün oğlan tarafını yıkan kötü bir itiyat haline gelmiştir. Evlenen gençler, vermeye mecbur kaldıkları büyük yekûn tutam başlık parası yüzünden, borçla hayata başlıyorlar. Nişanlılık devresinde edilen bu borçlan, evliliğin 3., hattâ 5. senesine kadar devam ettiğinden, hayatlarının en huzurlu olması gereken günlerini borç derdi içinde perişanlıkla geçiriyorlar. Bu ise, başlığın meşruiyetini şüpheye düşürüyor; başlığı mehir’e benzetmekte isabet etmediğinizi isbat ediyor.
Bence çok hayati bir mevzu üzerine eğilmiş, ilmî sayılacak bir muhakeme yürütmüştür. Hakikaten, bugün başlık parası yüzünden, birçok genç gurbet ellere düşmekte; büyük bir borçla hayata başlamak zorunda kalmaktadır. Bu, elbette akıl ve mantıkla izah edilecek bir davranış değildir. Hattâ buna, sadece oğlan tarafı değil, şuurlu kız tarafı da razı olamaz. Hiçbir baba, kızını, borçlu, fakir bir eve göndermek istemez. Ne var ki, Anadolu’muzun bazı yerlerinde son derece bâtıl bir âdet alıp yürümüştür:
– Falancamın kızı ………….. liraya
satılmış. Demek ki, çok itibarlı ve nüfuzlu bir aile kızıymış.
Yani kıza verilen parayla, itibar ve haysiyet ölçülüyor; ne kadar fazla parayla satılmışsa o kadar haysiyeti var olduğu kabül ediliyor. Şüphesiz ki, bu anlayışın tesiri altında kalan kız babalan, istedikleri halde kızlarını, karşı tarafa daha kolay imkânla veremiyorlar. Çünkü o takdirde, kızın itibar ve kıymetsizliğinin ifadesi şeklinde bir değerlendirme meydana geliyor.
Bu yanlış takdir, elbette bir mazeret olamaz. Fiyata göre iyilik ve değerlilik ölçüsü pazarda satılan koyun ve keçide bahis mevzuu olur. İnsan için, bilhassa kadm için değer ölçüsü ise, İslâmiyet’ine bağlılığı, dindarlığı, ev işlerindeki becerikliliği ve ailesinin sosyal itibar ve şerefidir.
İtiraz eden okuyucuma cevap vermiş olmak için, şu iki maddeyi dikkatinize arzediyorum:
1 – Mehir meşrû bir karşılıktır. Bu paranın azamî veya asgarî miktarı, dinde sınırlandırılmış değildir. Daha ziyade bulunulan çevrenin tesbit ettiği örfe göre verilmektedir.
2 – Bu mehir, tamamiyle kızın hakkıdır. Kızın izni olmadan, babası da olsa harcama yapamaz. Hattâ bu paranın alınıp alınmaması, ne kadarı peşin, ne kadarı da evlendikten sonra alınması, çeyiz yapılıp yapılmaması hususlarını tamamen kız veya vekili tayin eder. Ana-baba, yani kızın velisi, kızın ricasına aykırı istekte bulunamaz.
İşte şu iki madde ile târif etmeye çalıştığım mehir, başlık mıdır, değil midir? Bu noktada ihtilâfa düşülmektedir. Şayet bugünkü başlıklar, admı değiştirmiş mehir ise; yani babanın değil, kızın, meşrû bir hakkı olduğu bilinerek, kız adma verilip almıyorsa; bunun haram olduğunu söylemek mümkün değildir. Ancak, oğlan tarafının gücü yetmeyeceği miktan istemenin doğru olmayacağı söylenebilir. Çünkü Resülüllah Efendimiz: – Mehrin en hayırlısı, ehven olanı yani ödemesi erkeğe en kolay gelenidir, buyurmuşlardır.
Kızın hakkı olan ve günümüzde başlık adı altında yanlış bir tatbikatın konusu olan mehri, tamamen ortadan kaldırmak değil, oğlan tarafını yıkan ifrat şeklinden kurtarmak şarttır. -Zaten mehir hakkının (kızın rızası olmadan) tamamen ortadan kaldırılması, şer’an da mümkün değildir.- Şayet başlık parası ortadan kalkacak olsa, Anadolu -muzda nicelerinin, “Süleymaniye’de evlenir, Sultanahmet’te boşanır” sözünün tecellisine uğrayacaklarını söylemek, pek mümkündür. Başlık korkusudur ki, onları bir altında yaşatmakta; yuvalarının bozulması önlenmektedir. Tarafları yıkmayacak, malî durumlarını sarsmayacak ölçüde başlık alınabilir. Tabili ki bahsettiğim bu başlık parası mehrin tarifi içine giren başlıktır. Yoksa kızın babasının veya akrabalarının kendi şahıslarına aldıkları ve kız için tek kuruşunu bile harcamadıkları başlık bedelleri, İslâmî bir âdet değildir ve mehir yerine de geçemez.