İkrar, imanın şartı veya cüz’ü olduğu gibi; dil ile inkar da, kasıdlı olsun olmasın, küfrün cüz’ü veya şartıdır. Fakat bazı alimler de bilmesi ve öğrenmesi gerekirdi diyerek ihtilaf ediyorlar. Esah olan, bilmek ve bilerek hareket etmektir. Bilmeyerek küfrü gerektiren bir söz söyleyen kimsenin kâfir olup olmayacağı hususunda ihtilâf vardır. Buhârâ ve Semerkand ulemâsına göre cehâlet mazeret sayılmaz. Bilmeyerek de olsa kelime-i küfür söylemek küfürdür.
Öncelikle küfrün tanımını inceleyelim. Küfür; şüphe, cehalet ve inkâr gibi sebeplerle dinen inanılması gereken şeylere iman etmemek veya saygısızlık yapıp alay etmektir.
Bazı ulemâya göre, küfrü gerektiren sözün muhtevasına inanmayan kimse böyle bir kelime söylerse kâfir olmaz. Özellikle avam tabaka hangi kelimenin küfre vesile olduğunu, hangisinin olmadığını bilmedikleri için, onlan tekfir etmemek daha uygundur. Yoksa, müslümanlanrın çoğunu tekfir etmemiz lâzımdır. İbn Nüceym; “Küfründe ihtilâf bulunan bir kimseyi tekfir etmemeğe yemin ettim” diyor (12).
“Bir kimsenin kalbi iman ile dolu olduğu halde, küfre sebep olan bir şeyi zaruret olmadan yapar veya söylerse, kâfir olur. Kalbindeki imanın ona hiçbir faidesi olmaz.” (Zaruret şudur; kendisini tehdit ederlerse dili ile söylediği küfür olmaz.) (Uyûnül Besâir)
Zeyd b. Halid el-Cüheni rivayet ediyor:
“Yagmurlu bir gecede sabah namazini kildirdiktan sonra yüzünü Müslümanlara dönen Efendimiz (s.a.v.) söyle dediler; “Rabbiniz ne buyurdu bilir misiniz?” “Allah ve onun Rasulü bilir”, dediler. “Rabbiniz buyurdu ki ‘bazi kullarim kafir bir kismi da mü’min olarak sabahladilar. Cenab-i Hakk’in rahmet ve keremiyle yagmur yagdi diyenler bana iman etmis yildizlara inanmamistir, ama falan yildizin çikmasi ile onun sayesinde yagmur geldigini söyleyenler bana inanmamis kâfir olmus, yildiza inanmislardir.” (Buhari-Müslim)
Insan yagmurun yildiz tarafindan icad edildigini, yaratildigini kasd eder ise, kafir olur. Ancak yagmur Allah (c.c.)’in iradesi ile O’nun yaratmasi ile oluyor diye inanirsa kafir olmaz. Her ne maksatla olursa olsun bu tür sözlerden kaçinmak lazimdir. Zira bu sözler gayrimüslimlerin kullandigi sözlerdir.
Bilmeyerek küfrü gerektiren bir söz söyleyen kimsenin kâfir olup olmayacağı hususunda ihtilâf vardır. Buhârâ ve Semerkand ulemâsına göre cehâlet mazeret sayılmaz. Bilmeyerek de olsa kelime-i küfür söylemek küfürdür.
– Küfür gerektiren bir söz söyleyen veya bir fiil işleyen kimse kâfir olur. İster bu küfür sözünü öyle inandığı için söylemiş olsun, ister -inanmadığı halde- istihza / alay şeklinde olsun, ister inattan ötürü olsun, bu kişi kâfir olur. (bk. İbn Hacer el-Heytemi, ez-Zevacir, 1/47)
Bazı ulemâya göre, küfrü gerektiren sözün muhtevasına inanmayan kimse böyle bir kelime söylerse kâfir olmaz. Özellikle avam tabaka hangi kelimenin küfre vesile olduğunu, hangisinin olmadığım bilmedikleri için, onlan tekfir etmemek daha uygundur. Yoksa, müslümanlann çoğunu tekfir etmemiz lâzımdır. İbn Nüceym; “Küfründe ihtilâf bulunan bir kimseyi tekfir etmemeğe yemin ettim” diyor (12).
Ehli Sünnet Ulemalarımız demiştir ki, üç şey vardır ki, bir Müslüman da bunlardan bir tanesi olsa imanı gider, dolayısıyla nikâhı gider ve dolayısıyla bütün amellerin gitme ihtimali de meydana gelir.
1. İslâm’da olan bir şeyle alay etmek
2. İslâm’da olan bir şeyi hafife almak
3. İslâm’da olan helâli haram, haramı helâl görmek
(12) Nuhbetul-Leali Şarh Bedül emâli, s. 103-104