Böcekler bize çoğu zaman mide bulandırıcı görünür. Nereden gelip nereye gittiğini anlayamadığımız bu küçük canlıları yeme fikri birçoğumuzun içini kaldırır. Böcek proteinleri, çok iyi miktarda ve çeşitte amino asit içeriyor. Ayrıca vitaminler, mineraller ve doymamış yağ asitleri ve çoklu doymamış yağ asitleri bakımından da oldukça zengin. Ülkemizde böcek yiyen birisini görmek pek mümkün değilken, dünyanın çeşitli bölgelerinde böcekler önemli bir besin kaynağı olmuştur. Özellikle Uzak Doğu ülkeleriyle bazı Afrika ülkelerinde birçok böcek türü yenmektedir.
Böcek çiftçiliğinde ucuz, hızlı tüketime uygun üretim yapılıyor. 2013’te Gaziantep Üniversitesi Gıda Teknolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bayram bu konuda şöyle bir açıklama yapmıştı: “Tarımsal bazlı ürünler için zaman ve araziye ihtiyaç var ama arazi ve su azalıyor. Hayvansal olarak düşündüğünüzde para, zaman, yem ihtiyacı var. Bugün gelinen noktada böcek çiftlikleri kurulması için teşvik veriliyor. Mantıklı, çünkü böcekler hızlı büyüyor ve doğaya dost. 50 yıl sonra böceklerle karnımızı doyurup birbirimize ‘Afiyet olsun’ diyeceğiz.” Birçok araştırmacı bunu söylüyor. Hatta BM, 1900 yenilebilir böceğin bulunduğu bir liste bile yayınladı.
Zaman içinde hangi böceklerin insana zarar verecek özellikleri olmadığını öğrenen insanlar, bu büyük böcekleri kızartarak ya da haşlayarak, hatta bazen çiğ çiğ yiyebilirler. Bize hiç iştah açıcı gelmese de böceklerin neredeyse tamamı proteindir. Yani bizim dana, koyun ya da tavuk gibi gıdalardan aldığımız proteini, yukarıda bahsedilen ülkeler böceklerden de sağlamaktadır.