Geri verilmek üzere alınan para veya eşya; bir veya birkaç kişiye yahut bir kuruma karşı yerine getirilmesi gereken yükümlülük, ödünç. Borçlunuz olan kimse borcunu ödeyemeyecek kadar zor durumda olursa ona mallarınızı veya bir kısmını sadaka olarak bağışlamanız kıyamet gününde sizin için daha hayırlıdır.
Kur’an-ı Kerîm’de:
“Borçlu darda ise eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Bilmiş olsanız borcu bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır” (el-Bakara, 2/280) buyrulur.
Maddî durumu müsaid olmadığından zimmetinde bulunan borcunu ödeyemeyen kimse Allah indinde mesul değildir. Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: “Geri vermek maksadıyla başkasının malını alan kimsenin borcunu Allah öder. Onu itlâf edip yemek maksadıyla başkasının malını alan kimseyi de Allah itlâf eder.”
Fakat durumu müsait olduğu halde zimmetindeki borcunu vermeyen kimse de zâlim ve haindir. Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: “Zenginin vereceğini erteleyip geciktirmesi zulümdür.” Şehitlik makamı çok yüksek ve günahların affına vesile olduğu halde kasıtlı olarak borcunu vermeyen kimse şehid düşse de borç vebalinden kurtulamaz. Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: “Şehidin bütün günahları bağışlanır, ancak borç müstesnadır” İslâma göre durumu müsaid olduğu halde kasıtlı olarak borcunu ödemeyen kimse bilinen serveti varsa alacaklı olan kimse mahkeme yoluyla alacağını ondan istihsal edecektir. Serveti gizli tutup borcunu erteliyorsa cezası Allah’a aittir.