En önemli ibâdetlerden biri olan gusül abdesti ile bilinmesi gereken guslün alınış farzları konusunu derledik. Başka bir deyişle boy abdesti farzları hangileridir. Bir insan cünüplükten (cenabet) olduğu zaman veya ilişkiye girdikten sonra Cünüplük; yani cinsî münasebet, ihtilam ve ne şekilde olursa olsun meninin (sperm) şehvetle (sperm) şehvetle vücut dışına çıkması yada Hayız (kadının âdet görmesi) ve nifâs (lohusalık) hâlinin sona ermesi ile bu hallerde gusletmek farzdır. Abdest gibi gusül de esasen hükmî-dinî temizlenme ve arınma vasıtasıdır.
Gusl, yıkanmak manâsına gelen iğtisâl’in karşılığıdır. Tepeden tırnağa kadar vücudun her tarafını hiçbir yer kuru kalmayacak şekilde yıkamak. Peygamber Efendimizin dilinden İslam Dininin Temizliğe verdiği değer “temizlik İmanın yarısıdır” ifadesiyle sübut bulmuştur.
Ayrıca kişi üzerindeki kirliğigi yukarıda zikrettiğimiz hallerden biri bulunduğunda namaz kılamaz bunun için gusletmesi ve abdest alması gerekir.
Guslün Farzları
1- Ağza su alıp boğaza kadar çalkalamak,
2-Burnuna su çekmek ve yıkamak,
3- Bütün bedeni kuru yer kalmamak şartıyla yıkamak.
Ağza burna su verirken bolca vermelidir. Kulaklar, göbek, sık saç dipleri, sakallar, kaşlar, bıyıklar gibi suyun geçmesi zor olan yerlere suyun geçmesini temin etmelidir.
İğne ucu kadar kuru bir yer kalsa gusül olmuş olmaz.
Kadınların aşağıya doğru sarkan sık saçlarının aralarına suyun geçmesi şart değildir. Ancak tüy diplerinin iyice ıslanmış olması gerekir. Küpe, yüzük gibi ziynetler suyun deri ile temasını engellediklerine kanaat olursa oynatmak ve altlarını ıslatmak gerekir.
Birbirine yapışık olan parmaklar aralarına su geçmeyecek şekilde olunca guslederken aralarını hilâllemeli. Ayaklardaki çatlaklar merhem varsa zararlı olmayacaksa, yıkanmaları gerekir. Zarar verecekse yıkanmakla yetinilir.
Herhangi bir uzvunu yıkayıp yıkamadığında şüphe eden kimse sadece o uzvunu yıkamakla guslünü tamamlamış olur.
Gözlerin içini yıkamak zor olacağı için şart değildir.
Konuyu tekrarlamak gerekirse dört mezhebe göre, guslün farzları nelerdir?
Hanefî mezhebine göre:
1- Ağzın içini yıkamak,
2- Burnun içini yıkamak,
3- Bedenin her yerini yıkamak. [Göbek içini, bıyık, kaş ve sakalı ve altlarındaki derileri ve baştaki saçları yıkamak farzdır. Gözleri ve kapalı küpe deliğini yıkamak gerekmez.]
Mâlikî mezhebine göre:
1- Niyet,
2- Bedenin her yerini yıkamak,
3- Delk,
4- Muvalat,
5- Saçları hilâllemek.
Şâfiî mezhebine göre:
1- Niyet,
2- Bedenin her yerini yıkamak. [Bazı kitaplarda, Şafii’de guslün farzı üçtür deniyor. Bedendeki necaseti temizlemeyi de ekliyorlar. Beden yıkanınca, necaset de temizlenmiş olacağı için, guslün farzına iki denmesinin mahzuru olmaz.]
Hanbelî mezhebine göre: Guslün farzı birdir, bu da bütün vücudu yıkamaktır. Bu, guslün rüknüdür. Yani guslün içindeki farzdır. Gusle başlarken, niyet etmek ve Besmele çekmek de farzdır. Ağzın ve burnun içi, bedenin dışı sayıldığı için, buraları da yıkamak farzdır. Bunlar da ilave edince, guslün farzı 5 oluyor:
1- Niyet etmek,
2- Besmele çekmek,
3- Bedenin her yerini yıkamak,
4- Ağzın içini yıkamak,
5- Burnun içini yıkamak.
Cünüplük, hayız ve nifas halleri guslü gerektiren üç temel sebeptir. Ancak bu durumdaki kimselerin dinen necis sayıldığı anlamına gelmez. Mümin necis olmaz.
Bu sebepledir ki, cünüp olan, hayız ve nifas gören kimselerin hükmî kirliliği, onların namaz, tilâvet secdesi, Kâbe’yi tavaf, Kur’an’ı eline alma ve Kur’an okuma, mescide girme gibi belirli ibadetleri yapmak için gerekli ruhî ve mânevî hazırlığa sahip olmadıkları anlamına gelir.
Bundan dolayı cünüp kimsenin oruca devam etmesi veya namaz vaktine kadar yıkanmayı geciktirmesi günah sayılmayıp namazın kılınabileceği son vakit öncesinde gusletmesi farz görülmüştür.
Temizliği İmanın yarısı olarak görmüş bir dinin mensupları olarak bizlerde temizliğimize gerekli ehemmiyeti göstermişizdir. Bu konuda bizlere birçok nimetleri sunan, kendisiyle temizleneceğimiz suları bizlere bahşeden Yüce Rabbimize hamd-ü senada bulunuyoruz. Temizlik ve iman bir bütünün iki yarısı. İman gönül temizliğinin, hadesten taharet (abdest ve gusül), necasetten teharet (bedende, elbisede ve namaz kılınacak yerlerde bulunan pisliklerin giderilmesi) ise vücut temizliğidir. Bir başka ifadeyle, abdest ve gusül ile temizlenen bedenler, imanla gerçek temizliği elde etmektedir.