Camii altın suyu ile süsleyip, nakışlı taşlarla inşâ etmek caiz midir?
Camii altın suyu gibi şeylerle süsleyip nakışlı taşlarla inşâ etmek doğru değildir. Kur’an-ı Kerim “Camileri ancak Allah’a ve ahiret gününe inanlar mamur ederler.” (Tevbe, 9/18) der. Cami’leri yapmaktan gâye Allah’a kulluk etmektir. Gururlanmak ve kibirlenmek değildir. Hz. Peygamber (asm)’in mescidi sade idi. Basit kerpiç duvarlar, üzeri hurma lifleriyle örtülü idi. Cemâata huzur verecek kadar geniş, yüksek ve havadar olması kâfidir. Fazla isrâfa kaçmak, mihrâb ve kubbesini akıl ve hayale gelmeyecek nakışlarla nakışlayıp süslemek ve milletten toplanan parayı lüzumsuz yere harcamanın bir mânâsı yoktur ve bu paralara yazık olur. Zira bu milletin binbir ihtiyacı vardır. Bunların en önemlisi Kur’an Kursu binâsıdır. Her caminin yanında mutlaka birer Kur’an kursu ve bir öğretmenin bulunması gerekir. Kur’ansız ve terbiyeden mahrûm
bir nesil yetişiyor. Buna ehemmiyet verip üzerinde duran da yoktur. Nakış ve süse verilecek paranın buraya aktarılması lâzımdır. Nakış ve süs işi, hıristiyan ve yahudilerden gelmedir. Peygamber (sav): “Camileri çok yükseltmekle emrolunmadım. Siz -zaman gelecek- yahudi ve hıristiyanlar gibi camilerinizi süsleyeceksiniz” (131).
Başka bir hadiste de şöyle buyuruyor: “Halkın camileri yükseltip süslemekle böbürlenmeleri kıyamet alâmetlerindendir” (132).
(131) Ebû Dâvûd
(132) Ebû Dâvûd)
Bu delillere rağmen ne yazık ki gerek geçmişte ve gerekse zamanımızda inananların kısmı azamı inşa ettikleri Mescitleri elbise nakışı gibi süslemeye kadar gitmişler ve bu konuda adeta birbirleriyle yarışa girmişlerdir.
İbn Hacer el-Askalânî, konuyu daha detaylı olarak ele almış ve İmam Azam Ebu Hanife’nin cami ve mescitleri süslemeye izin verdiğini belirterek özetle şöyle demiştir:
1. Camilerin süslenip güzelleştirilmesi namaz kılanı meşgul ediyor ise ittifakla mekruhtur.
2. Süsleme, öğünmek ve gösteriş için yapılıyor ise, bu da mekruhtur. Bırakın süslemeyi bu maksatla cami inşa etmek bile mekruhtur.
3. Camiyi sağlam yapma ve bu maksatla kireç gibi maddeler kullanmak bize göre caizdir, mekruh değildir. Buhârî ve Müslim’in Osman b. Affân’dan rivayet ettikleri: “Her kim Allah için bir mescid inşâ ederse, Allah da onun için Cennette bir köşk inşa eder.” Hadis-i Şerifi ile yine Hz. Osman’ın hilâfeti esnasında mescide yaptığı şeyler bu görüşümüze delildir. Ebû Davud’un rivayet ettiği “Ben mescidleri yükseltmekle emrolunmadım” mealindeki hadis, bu görüşümüze aykırı değildir. Çünkü burada yasağa delâlet eden bir şey yoktur. Bir şeyle emrolunmamak, onun mekruh olmasını gerektirmez. İbn Abbas’ın “Vallahi siz yahudî ve hıristiyanların (kilise ve havralarını) süsledikleri gibi, mescidleri süsleyeceksiniz” (Ebu Davud, Salât 12) sözü ise, mevkuftur. Hükmen merfû olduğunu kabul etsek bile bu cemaati, meşgul edecek derecede mescidi nakışlama ve süslemeye hamledilir.
4. Mescidleri, halkın mallarını zorla alarak inşâ etmek haramdır.
5. Vâkıfın (cami inşası için olmayan) vakıf malı ile cami inşâ ettirmesi de haramdır.
İbn Hacer’in bu sözlerinden ve Abdullah b. ez-Zübeyr’in Kâbe-i Muazzama’yı inşa edip binasını yükseltmesinden, camileri sağlam ve yüksek yapmanın caiz olduğu hükmüne varmak mümkündür. (bk. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları 2/203-204)