Bazıları takke giymeyip baş açmayı aratacak acayip kıyafetlerle başlarını örtmektedirler. Bu konuda doyurucu bir açıklama yapmak faydalıdır. Bu konuda “Risâletü’l-hamîd fî fıkh-i ehl-i tevhîd”de yıllarca evvel beni ikna edici bir fetvaya rastgelmiştim, hatırımda yanlış kalmadıysa baş açık namaz kılmak taânnüden ise küfür, tekâsülen ise mekruh, te-zellül için ise caizdir diyor. Ne dersiniz?
İslâm dini gelmeden önce sarık Arap Yarımadasında yaygın idi. Ve bu âdet Peygamber’in bi’setine kadar devam etti. Peygamber (sav) ile Ashâb (ra) sarık giydikleri gibi küfür için mücadele veren Ebu Cehil ve Ebû Leheb’ler de giyerlerdi. Ancak Peygamber (sav) bu âdete devam edilmesini emretti ve artık bu âdet, âdet olmaktan çıkıp sünnet oldu. Özellikle namazda bu sünnet’e ihtimam göstermelidir. Cabir Peygamberden şu hadisi rivayet etmiştir: “Sarıkla kılınan iki rekât namaz, sanksız olarak kılman yetmiş rekâttan daha hayırlıdır” (58).
İslâm dini gelmeden önce sarık Arap Yarımadasında yaygın idi. Ve bu âdet Peygamber’in bi’setine kadar devam etti. Peygamber (sav) ile Ashâb (ra) sarık giydikleri gibi küfür için mücadele veren Ebu Cehil ve Ebû Leheb’ler de giyerlerdi. Ancak Peygamber (sav) bu âdete devam edilmesini emretti ve artık bu âdet, âdet olmaktan çıkıp sünnet oldu. Özellikle namazda bu sünnet’e ihtimam göstermelidir. Cabir Peygamberden şu hadisi rivayet etmiştir: “Sarıkla kılınan iki rekât namaz, sanksız olarak kılman yetmiş rekâttan daha hayırlıdır” (58).
Yalnız takke başa geçirmek kâfi gelir mi gelmez mi? Bunda ihtilâf var. El-Şeyh Mensur al-Nasıf şöyle diyor: “Peygamber (sav) birçok zaman başına bir takke geçirip sank sardığı gibi sadece başına takke geçirdiği de olurdu. Bazen de takkesiz başma bir sank sarardı” (59).
Hadremevt müftüsü Abdurrahman şöyle diyor: “Sarık bir memlekette âdet olmasa da sünnet olduğundan terk edilmemelidir. O, umumî bir sünnettir. Bu sünnet takke ile hasıl olur. Bahusus beyaz takke tercih edilir” (60).Hadremevt müftüsü Abdurrahman şöyle diyor: “Sarık bir memlekette âdet olmasa da sünnet olduğundan terk edilmemelidir. O, umumî bir sünnettir. Bu sünnet takke ile hasıl olur. Bahusus beyaz takke tercih edilir” (60).
Şayet sünnet olmayan bir örtü o memlekette acaib telâkki edilirse onu giymek câiz değildir. Hatta Şâfiî mezhebine göre şehadeti merduddur. Peygamber (sav) bir hadiste şöyle buyurmuş: “Halka karşı böbürlenmek gayesiyle bir elbise giyen kimseye Allah rahmet nazarıyla bakmaz. Soyununcaya kadar” (61).
Soruda geçen Risâletü’l-Hamîd fî fıkhî ehlit-Tevhîd kitabım görmedim. Fakat sözü doğrudur. Çünkü bir kimse sünnete rağmen yâni sarık sünnet olduğu için terk ederse kâfir olur.
(58) Deylemî, Tâc, c. 1, s. 169
(59) Gayetü’l-Me’mûl, c. 3, s. 157
(60) Buğyetü’l-Müsterşidîn, s. 87
(61) Tühfetû’l-Muhtac, c. 3, s. 37
